İslam; bireyin dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen ve toplumsal huzurun oluşması için Rabbimiz (c.c) tarafından bizlere gönderilen en son ve en mükemmel dindir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in bizlere güzel örnekliği ise hedeflenen dünya ve ahiret mutluluğuna nasıl erişeceğimizi gösteren yegane yoldur. Hz. Muhammed (s.a.v) Rabbimizin, kendisini güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderdiğini ve güzel ahlakın ahiret hayatında mizanda en ağır gelecek olan amel-i salih olduğunu bizlere bildirmiştir.
Değerli Kardeşlerim! Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) “Merhamet etmeyene merhamet edilmez”hadis-i şerifleri ile bizlere dünyada, başta insanlar olmak üzere, bütün canlılara merhamet etmemizi öğütlemişlerdir. Peygamberimiz (s.a.s) “Geçmiş ümmetlerden bir insanın, sırf çölde susuz kalmış ve hızlıca su kuyusuna koşan bir köpeğe, kuyuya inip su içirdiği için affedildiğini,” bir kadının da, “bir kediyi hapsedip aç ve susuz bıraktığı, dolayısıyla kedinin kafeste aç ve susuz kalıp ölmesine sebep olduğu için Allah (c.c)’ın gazabını hakkettiğini” bizlere bildirmektedir. Bu örneklerle; merhametin insanın ahiret hayatı için kurtuluş veya ciddi yaptırımlara sebep olabileceği ortaya konmuştur. Bu nedenle insanın, özellikle başta en yakınları olmak üzere bütün insanlara ve yeryüzündeki bütün canlılara merhamet etmesi tavsiye edilmiştir.
Merhamet eğitiminin ilk aşamasını “ailede merhamet” teşkil etmektedir. Ailede merhamet düstur edinmesi gereken ve özellikle aile efradına gösterilmesi gereken en önemli ahlaki erdemlerdendir. İnsanın ailede bu eğitimi alması insani ve ahlaki açıdan güzel bireylerin yetişmesine vesile olacaktır. Dünya hayatının temel yaşam gayesi olan; huzur ve mutluluğun yaşanması, ancak aile ve toplumda merhamet ile mümkün olduğu herkesçe bilinmektedir. Peygamberimiz (s.a.v): “Büyüklerimize saygı göstermeyen küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir.” Hadis-i şerifleri ile bizlere konuyu güzel bir şekilde açıklamakta, toplumun her kademesinde merhametin esas alınması gerektiğini bildirmekte, aile bireylerinin küçüklere merhamet ederek hayatın şefkat, vicdan, merhamet ve iyi ahlak ile güzelleşmesini, büyüklere saygı göstererek edeb, ahlak ve saygı çerçevesinde bir hayat yaşanmasını amaç edinmiştir.
Esasında bizleri günlük hayatımızda gördüğümüz merhamet örnekleri mutlu etmekte ve bizlere güzel örneklikler teşkil etmektedir. Örneğin; günümüzde yaşadığımız şehirlerin kalabalık ve karışıklıklarında binmiş olduğumuz, oturacak yer kalmamış serviste genç arkadaşlarımızın yaşlı, engelli veya ablalarımız-teyzelerimize yer vermesi merhamete, sevgi ve saygıya dair güzel bir örnekliği bizlere sunmaktadır. Bu güzel örnek hem insani özelliğimizden hem de ailemizde veya toplumdan almış olduğumuz güzel eğitimden kaynaklanmaktadır. Böyle bir merhamet ailesinde-toplumunda yetişen bireyler güzel ahlak timsali, insanlara iyi davranan ve bütün canlılara iyilik yapmaya çalışan bireylerin oluşması ve çoğalmasına vesile olmaktadır. Ailede (karı-koca) arasında ki merhamet ise; hayatın güzel ve huzurlu yaşanmasına, komşu, arkadaş, akraba ve yakınları ile iyi ilişkiler içerisinde olup huzurla yaşayan aile (karı-koca) profilinin oluşmasına vesile olacaktır. Sürekli dile getirilen şu örnek bizlere güzel bir ders vermektedir: “Herkes kendi evinin önünü temizlerse, dünya tertemiz bir yer haline gelecektir.” sözü bizlere, herkesin kendi hayatında ahlaki erdemlere göre hareket etmesi vesilesile toplumsal huzura erişilebileceği gerçeğini göstermektedir. Aynı şekilde herkes kendi çekirdek ailesinde merhameti düstur edinir, aile bireylerine güzellik ve merhamet ile muamele ederse, toplumda birbirine zarar vermekten kaçınan, birbirine faydalı olup birlik ve beraberlik içerisinde yaşanılabilecek bir dünyanın tesisi sağlanmış olacaktır. Ailede merhametin ne ölçüde gerektiğini açıkça ortaya koymakta olan bu ve benzeri örnekler önemli tavsiyeler barındırmakta ve hayatımıza ışık tutmaktadır.
Bireylerin ahlak ve merhamet eğitiminden yoksun bir şekilde yetişmeleri ise; ahlaki çöküntü ile birlikte merhametsizliğin adaletsizliğin ve vicdansızlığın baş göstermesi, insanların birbirine merhamet etmeyip zulüm etmesine sebep olacağı aşikardır, aynı zamanda sevgi, saygı, merhamet, vicdan, adalet ve acıma duygularından uzak kaldıkları için etrafını anlamayan ve saldırgan bir yapıda olan insan şeklini ortaya koyacaktır. Bu durumların da toplumu felaket ve ifsada sürükleyeceği ve yaşam gayemiz olan mutlu ve huzurlu yaşamaktan uzaklaştıracağı ortada iken; biz Müslümanlara düşen en önemli görevin, başta ailesi olmak üzere bütün çevresinde merhameti bütünüyle kuşanması ahlaki erdemlerle bütün canlılara muamele etmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Rabbim cümlemize merhamet eymeyi ve edilmeyi nasib etsin.
Vesselam…