Bir yılı aşkın süredir bu dünyada ‘’ben insanım’’ diyenlerin çoğunun ortak bir derdi var. Bu dert insanı türlü alemlere götürüp getiriyor.  Sokakta, çarşıda,  düğünde, dernekte, yemekte,  tatilde , gece gündüz her yerde duyarlı kişinin aklını kurcalayan bir sorun var.  Bir sorun ki dünyamızı da  ahiretimizi de ilgilendiren,  Bir sorun ki zalime ve mazluma karşı tarafımızı belli eden, bir sorun ki İslam ve küfür arasında bizi tercihe zorlayan.   Belki de felaketimize yol açacak bir sorun.  

Bu sorunun adı Mel’un Yahudi katliamı ve Gazze Müslümanları’nın çaresizliği. 2 milyon 300 bin nüfuslu Gazze şehrinin yıkık binaları, terkedilmiş sahilleri insansızlaştırılmış çarşı pazarları ve kulakları patlatan bomba sesleri , anne feryatları,  çocuk çığlıkları ve katliamların soğuk yüzü…

Gazze şehri insanlık tarihinde kara bir leke olarak yerini almış bile. Kilometre başına en fazla  kadın, çocuk katledilen şehir olarak. Birinci ve İkinci Dünya savaşları dahil hiçbir şehirde onca  insan bu kadar kısa bir tarihte, küçük bir coğrafyada katledilmedi. Hiçbir savaşta insanlık denilen alem ölümlere budenli sessiz kalmadı.

 Önü deniz,  sağı solu ve arkası düşman ve hain dolu küçücük bir sahil şerididir Gazze. Gidebilecek hiçbir yerleri olmayan bir garip ihlaslı müslüman topluluğu.  Her gün batımında yüzlerce kişi katlediliyor bu topraklarda sessizce ve çaresizce.

Bu küçücük şeridin dışında kalan 1 milyar 800 milyon sözüm ona Müslüman topluluğu ise arsızca sessiz kalmayı tercih ediyor. Deve kuşu misali kafasını kuma gömmüş. ‘’ Amman ha Yahudi bana dalaşmasın yoksa beni de vurur’’ gibi onur kırıcı davranışla saklıyor kendini.  Hiç bilmez mi ki bu ateş bir gün onu da yakacak. Gazze’den sonra sıra Lübnan’a geldiği gibi İran, Ürdün, Suriye, Suud, Mısır… Bu meczup Yahudi topluluğu sırasıyla Müslüman görünümlü devletçikleri bir bir bombalayacak.   İşte o zaman hep birlikte ağlaşırsınız. Tüm bunlar olduğunda Gazzeli  Şehitlerin ahında yanıp yok olacaksınız. O zaman hangi yüzle Rabbinizden yardım dileyeceksiniz.  Oysa Filistinli Müslümanları katleden bir avuç Yahudi topluluğuydu . Nüfusu 6 milyonu bile bulmayan asi, mürted , lanete uğramış bir grup meczup Yahudi topluluğu. 1 milyar 800 milyon   nüfuslu İslam dünyasını  kale almayıp İslam dünyasına mensup Filistin halkını katlediyorsa elbette ki bunun en önemli sebeplerinin başında İslam dünyasının gammazlığı utanmazlığı korkaklığı ve arsızlığı vardır. Oysa bu akşam bile İranlılar Gürmüz boğazını kapatıp petrol  gemilerine izin vermezse, Mısır Süveyş kanalı’nı kapatırsa,  Suud krallığı petrol akışını % 50’ye düşürdüğünü  ilan etse, Haydi % 50 değil %70’e dahi düşürse  inanın yarın akşama bu savaş durmuş olur. (İsrail’in 1967 savaşı sonrası işgal ettiği topraklardan çekilmemesi, Nato ve ABD ‘nin alalen İsrail’i desteklemesi  ve Arap dünyasının içine düştüğü çaresizlik  sonucu , 1973’te Arap petrol şirketleri Arap liderlerinin onayı ve yönlendirmesiyle petrol üretiminde % 5 düşüşe gittiler. Yüzde % 5’lik düşüş dahi  Dünya piyasalarını kaosa götürdü. Petrol fiyatları dünya genelinde  % 400 arttı. Newyork piyasası 100 milyar dolar zarar etti. ABD ve Avrupa’da otomobiller üretimlerine ara vermek zorunda kaldı. Nato’da çatlaklıklar oluştu. Araçlar az yakıt kullansınlar diye otomobillere 90 km hız sınırı getirildi.) Bugün ise onca katliamlara rağmen  Arap ve İslam dünyası herkes susmuş. Düşmanın onları vuracağı günü halkı ağlaşa ağlaşa yöneticileri ise iğrenç yaşam tarzlarıyla beklemeye koyulmuşlar.  Suud Kralı 430 milyon dolara bir yağlı tablo kiliseye yardım babında alırken  , Dindaşı demeyelim de sınırdaşı Filistin’de çocuklar yiyecek içecek bulamadığı için açlıktan hayatını kaybediyorsa, kimliğinde Müslüman yazanlar, zamanı geldiğinde  daha çok savaş kaybedecek, daha çok ölecek, daha çok ağlayacaklar.

 Ey Müslüman görünümlü devletçikler yarın roz-i mahşerde hangi yüzle Cenabı Allah’ın ve Resulüllah’ın huzuruna çıkacaksınız söyleyin bana. Oysa mensup olduğunuz dinin peygamberi Hz. Muhammed (SAV) 1400 yıl evvel  Müslümanların birbirlerini korumaları ve kollamaları  hususunda   şöyle buyurmuştu; ‘’ Müminler birbirini sevmekte, birbirlerine acımakta, birbirini korumakta bir vücut gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa düşer.’’ (Buhari, Müslim)

Eğer müminseniz neden mümin kardeşinizin derdiyle dertlenmiyorsunuz. Farkında mısınız doğu dünyası günümüzde derin  bir gaflet uykusundayken  özellikle İlkbahar -yaz aylarında Gazze meselesini üstlenen ABD ve Avrupalı öğrenciler müthiş şeyler yaptılar. Rabbim onlardan razı olsun . Bu protestolara katılmış her bir bireyi İslam nuruyla müşerreflendirsin. Ki öyle de oluyor, her gün onlarca kişinin İslam nuruyla tanıştığı duyuyor görüyoruz. Elhamdulillah. Peki İslam Coğrafyasında yaşayan bipar insanlara ne demeli. ?

Gazze’ li çocukların şehadetini dert edinen siz kıymetli kardeşlerim biliyorsunuz Müslümanların yükü  ağır,  derdi  büyüktür. Gazze’ye yeniden dikkat çekmek adına hem sizlere hem nefsime  3-5 sual sorup bu yazıyı sonlandırmak isterim.

Sula 1 : Bugün Gazze katliamının kaçıncı günüdür?

Sual 2 : Siz sofrada otururken hiç Gazzeli aç çocuklar aklınıza geliyor mu?

Sual 3: Gazze savaşı ilk günkü gibi kaçımız takip ediyoruz?

Sual 4: Geçen yıl Gazze savaşı için Ekim-Kasım ayında ne kadar maddi yardımda bulundunuz?

            (  Bu sene Ekim- Kasım ayında ne kadar maddi yardımda bulundunuz?)

Sual 5: İsrail ve ABD’li Yahudilerin  ürettiği Cola, Hamburger, Mc Donalds gibi sayısız ürünlerden biliyorsunuz ki belli bir yüzdelikleriyle İsrail’e silah alınıyor. Ki onlarda beyan ettiler.  Ve o silahlarla Müslüman kardeşlerin katlediliyor. Sen Boykot ürünlerini  imani bir hassasiyetle takip ediyor musun etmiyor musun?

Sual 6: Boykot ürünlerini aldığında acaba sen de bu katliama ortak olmuyor musun?

Sual 7: Şuan Gazze’ye yardım ediyor musun?

Ve son sual mahşerde sorulacak;  Gazze’de kayıplarla birlikte 70 bin Müslüman kardeşin katledilirken sen ne yaptın?