Ömer ARSLAN Medine’den bildiriyor. İslam’ın 5 şartından biri olan Hac farizesini yerine getirmek için Hacı adayları Kutsal topraklara akın akın gidiyor. İçinde benim de bulunduğum Diyarbakır kafilesinin ikincisi de önceki gün Medine’deydi. Peygamber Efendimizin yaşamının 10 yılı bu mübarek şehirde geçti. Medine-i Münevvere'yi ziyaret edip, Ravza-i Mutahhara'yı görmeden dönmek olmaz tabi.
Uçaktan indikten sonra otelimize yerleştik. Biraz dinlendikten sonra o manevi heyecanlı kendimizi şehrin kucağına bıraktık. Bir manevi huzurdan nasiplendik. Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın kendi elleriyle inşa ettiği mescidinde kırk vakit namaz kılmak ta ayrı bir huzur veriyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), kendisinin yaptığı bu mescitle ilgili "Ara vermeden benim şu mescidimde kırk vakit namaz kılan kimse cehennem azabından beraat yazısı alır, nifaktan da kurtulma mükâfatına nail olur." diye söylediği rivayet olunur. Mescid-i Nebevi, duygulandırdı beni. Burada ibadet etmek ayrı bir huzur verdi.
İslamiyet için önemli bir şehirdir Medine. Şehrin Müslümanlar tarafından ele geçirilmesinden önceki ismi Yesrib’dir. Yesrib şehrinin ismi Hicret’ten sonra Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) tarafından ismi Medinet’ül Münevvere ve Medinetünnebi (Aydınlanmış şehir ve Peygamber şehri) olarak değiştirilmiştir. Hem Efendimizin sahabeleriyle birlikte yaptığı Mescit hem de Kabri Şerifinin burada bulunması nedeniyle şehir önem arzediyor.
Hac yolculuğumuz Mübarek Medine şehri ile başladı. Sonraki günlerde de Mekke-i Mükerrem’e şehrine geçeceğiz. Allah bizimle beraber olsun. İslamiyet’in mübarek şehrinden ülkeme selam olsun.