Oblomov Rusyanın her yerine dağılmış, geniş kitleler tarafından okunmuş bir kitaptır. İddaya göre köylerde bile her kütüphaneye girmiş, çeşitli tartışmalara konu olmuştur.
Modernleşme yada daha çok batılılaşma diyelim, tecrübesinde benzeşmeler gösteren iki ülke olan Türkiye ve Rusya ortaya çok miktarda Oblomov çıkardı ve belkide hepimizin içine biraz Oblomovluk kattı.
Belki o yüzdendir Oblomov belki sadece benim içindir. Çabuk ısındığım, kolay bağ kurduğum daha önemlisi anladığım bir karakterdi. Kitap elinize aldığınızda bir iki soyut alan dışında akıp gidiyor ve hızlıca bitiyor.
Kitabın en güzel tarafı ise okuyan herkes oblomovu tanıyor. İnsanlık olarak büyük ölçüde benzer olsakta az sayıdaki farkı öne çıkarma yoluna gitmişiz. Oblomov batı eksenli dünyanın anlayamadığı bu sebeple de biz doğuluların, batılılardan farklı olduğu küçük farka denk düşen bir kitap.
Çevirmen önsözünde çeviri faaliyeti esnasında fikir almak için eserin fransızca tercümesine baktığını ve fransızların kitabı hiç anlamayıp çeviride kitabı katlettiğinden bahseder.
Batılıların kitabı anlayamama sebeplerinden biri şudur: Batıda hayaller gerçekleştirilmek için, Doğuda hayaller gerçeklerden kaçmak için kurulur. Oblomov bir soyludur ama küçük aristokratların zora girdiği değişen Rusyada ekonomik ve toplumsal şartların sınıfları değiştirdiği bir dönemde yaşamaktadır. Tabi o bunların hiçbirinin farkında değildir. Tek bildiği şeyi aristokratlığını yapmaktadır.
Kitabın yazarı yüzünü tam anlamıyla batıya dönmüş biridir ve bize aristokratların keyifli bir yaşam sürmeye çalışmak dışında aslında hiçbir şey yapmadıklarını, üretmediklerini nesiller boyunca aslında ilerlemeci değil aynı şeyleri yaptıkları döngüsel bir tarihte ilerlediklerini anlatır.
Bu dönemde düzen değişmiş ve oblomovun harekete geçmesi keyfiyetten çok zorunluluk haline gelmiştir ama oblomov bir şekilde asla harekete geçemez. Çalışamaz, gezemez, sevgisi için bedel ödeyemez, gelir kaynaklarını yönetemez Ve bunları yapamamasının sebebi beceriksiz olması değildir. Oblomov'un hakkında konuşulabilecek bir kitap olmasının sebebi budur.
Herkes oblomovun neden hareket edemediğini kendi içine bakarak anlar. Bu anlama hali oblomova hak vermek değildir. Hatta yer yer Oblomova öfke bile duyabiliriz ama tembelliğinin sebebini kendi içimizde usulca sezeriz.
Derin, bir insan olmanın toplumsal ve ekonomik olarak çıkar sağlamadığı sağlıyorsada gözle görülmediğini düşünüyorum. Kitap kendi içerisinde bir dualite ikilik oluşturur. Oblomov derin, soylu, geleneksel biri yakın arkadaşı yarı Rus yarı Alman, daha yüzeysel ama tabiri caizse daha işlevsel biridir.
Günün sonunda oblomovu girdiği bataktan kurtarmaya çalışan hep arkadaşı olmuştur. Bundan sonrasını anlatmayacağım.Her şeyi anlattığım ama hiçbir şey anlatmadığım bir yazı oldu. Hem de değinmediğim bir kaç noktayla beraber. Eminim Oblomovun aşk hikayesi her kesimden insanı etkileyebilecek türdendir.
Eğer fırsatınız olursa okuyacağınız ilk kitap oblomov olsun diyebilirim. Harekete geçemiyorsanız, kendinizde güç bulamıyor. oblomovluk yapıyorsanız bu kitabı en kısa zamanda okumalısınız