İnsanın, içerisinde bulunduğu toplumun inancından ahlakına, medeniyetinden yaşam tarzına kadar bütün değerlerini benimsemesine en önemli etkisi bulunan aile, yeryüzünün en kadim kuruluşu olmakla beraber toplumun merceğini ya da küçük bir örneğini de meydana getiriyor.

İnsanlığın ilk ve en hayırlı okulunun aile olduğu konusunda toplum hemfikirdir. Hayatın bütün ilkelerini insan ilk önce ailesinde öğreniyor. Dolayısıyla aile, değerini takdir edenler için fırsatlarla dolu, çok feyizli ve bereketli bir hayat okuludur. Buna göre de ilk okul sayılan bu ailede çocuk iyi eğitilmeli ve ebeveyn-çocuk karşılıklı olarak birbirleri üzerindeki hak ve vazifelerin bilincinde olmalıdırlar. İlk olarak Kur’an-ı Kerim öncülüğünde ebeveynlerin evlatlarına karşı görevlerinden bahsedelim.

 

Kur’an’ı Kerimde Ebeveynlerin Çocuklarına Karşı Görevleri

 

Ebeveynlerin (anne-baba) evlatlarına karşı görevlerinden biri, önce onların nafakalarını temin etmeleridir. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Erkekler, kadınları üzerinde idareci ve koruyucudurlar.” (Nisa 4/34). Allah (c.c) bu ayetinde erkeklerin ailedeki idareci yönünden bahsetmesinin yanında daha çok ailesinin nafakasını vermekle mes’ul olduklarını ve her konuda ailesinin yanında olmaları gerektiğini ifade etmiştir.

Anne ve baba evlatlarının maddi ve manevi bütün sıkıntılarını çözmeye çaba göstermek zorundadır. Zira ebeveynlerin en hassas vazifelerden biri de evlatlarının onlar için bir imtihan vesilesi olduklarını unutmamalarıdır. Kur’an-ı Kerim bu gerçeği açıklayarak şöyle buyurmuştur: “Mallarınızda ve evlatlarınızda sizin için bir imtihan (fitne) vardır.” (Enfal 8/28). Ayetteki “fitne” ifadesi imtihan, bela ve insanı ahireti düşünmekten uzaklaştıran her şey manasındadır. Allah (c.c) malın ve çocukların insanları fitneye düşürebileceklerini haber vermiştir. Bu ifade bütün çocukları kapsıyor. Çünkü insan çocuğu sebebiyle fitneye düşüyor ve birçok meşakkatle karşı karşıya kalıyor.

Ebeveynlerin üzerine düşen görevlerden biri de evlatlarını cehennem azabından korumakla yükümlü olmalarıdır. Kur’an-ı Kerim bu gerçeği beyan ederek şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşi insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun.”(Tahrim 66/6). Buradaki “kendinizi koruyun” ifadesi günahları terk edip Allah’ın emirlerini yerine getirerek kendinizi ve ailenizi sorumlu olduğunuz şeylerle koruyun manasındadır.

Ebeveynlerin vazifelerinden biri de çocuklarına dini bilgileri erken yaşlarından itibaren öğretmeleridir. Kur’an’da bu konu hakkında şöyle buyrulmaktadır: “(Ey Resulüm!) Ailene ve ümmetine namazı emret. Kendin de ona devam et.”(Taha 20/135). Buradaki uyarı her ne kadar Peygamberimize (s.a.s.) ait olsa da bütün anne-babaları kapsamaktadır. Ebeveynler, namaz ve oruç gibi temel ibadetlerden tutun dahelal-haram, doğruluk, adalet ve başkalarının haklarına riayet ve benzeri kabul görmüş hakikatleri çocuğa, aile içerisinde öğretmeleri ve en önemlisi onlara iyi davranarak gönüllerini kazanmalarıdır.

 

Kur’an-ı Kerim’de ebeveyn ilişkilerinin geçtiği birçok ayette hitap şeklinin, “yavrum, oğlum” şeklinde olduğu bunu en güzel şekilde teyit ediyor. Bütün bu bilgilerden sonra ebeveynler çocukların psikolojilerine dikkat ederek onların kapasitelerine göre hareket etmelidir. Sürekli eleştiri gören çocuk kınanmayı, kin içerisinde büyüyen bir çocuk kabalığı, aşağılanıp dışlanan bir çocuk toplum nezdinde utanmayı ve devamlı utandırılan çocuk kendini günahkâr kabul eder. Sağlam nesiller, huzurlu ve mutlu bir aile muhitinin eseridir. Geleceğimize vereceğimiz en güzel hediye, çocuklarımızı güzel ahlak ve üstün bir terbiye ile süslememiz olacaktır.

 

 

Çocukların Ebeveynlerine Karşı Görevleri

 

Bu konuda bize yol gösteren Kur’an-ı Kerim, çocukların ebeveynlerine karşı görevlerinden bahsederken evvela onların anne-babasına karşı iyi davranmalarını emretmiştir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram ettiğini okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin.” (En’am 6/151) Başka bir ayette ise şöyle buyruluyor: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, anne-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretmiştir.” (İsra 17/23). Allah’a kulluktan sonra anne-babaya itaat emrinin gelmesi, onların ne kadar şerefli ve itaate layık olduklarının bir göstergesidir. Evlatların ebeveynlerine karşı görevlerinden biri de anne-babası veya onlardan biri yaşlandığında onları himayesi altına almalarıdır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, kendilerine öf bile deme; onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek kendilerine tevazu kanadını ger ve “Rabbim, küçüklüğümde onlar beni, nasıl yetiştirmişlerse sen de onlara merhamet et!”diye dua et.” (İsra 17/23-24). Evlat, anne-babasına gerekli ilgi ve alakayı göstererek onların affedilmeleri için Rabbine dua etmelidir.

 

Evlatların ebeveynlerine karşı görevlerinden biri de Allah’ı inkâra götüren konularda anne-babasına itaat etmemeleridir. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyruluyor: “Eğer onlar seni bilmediğin bir şeyde bana şirk (ortak) koşmaya mecbur etseler onlara itaat etme. Ama yine de onlara iyi davran.” (Lokman 31/15).Anne-baba evladına dinimize muhalif bir şey emrettiği zaman, evladı onlara itaat etmemelidir. Ama Allah (c.c) yine de anne babaya dünyadayken iyi davranmayı emretmiş ve sadece bir önceki ayette bahsedilen konuda onların emrine itaat edilmemesini istemiştir.

 

Allah hepimize hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip etsin.