7 Ekim’den beri İsrail-Filistin arasında yaşanan savaş sönmüyor, daha çok alevleniyor. Savaşın hiçbir ahlaki tarafını gözetmeyen İsrail, Filistin halkına vahşice saldırıyor. Bugüne kadar İsrail’in saldırılarında 8 bine yakın insan yaşamını yitirirken, bunların yüzde 40’ından fazlası ise Filistinli çocuklar.
Filistin halkına cehennemi yaşatan İsrail, çocukların kanını akıtmaya doymuyor. Orada yükselen çaresizlik feryatları yürekleri dağlıyor. Gazze’den çekilen görüntülerde bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve hasta demeden savunmasız bir halkın soykırıma uğratıldığı görünüyor.
Filistin halkına bu acıyı yaşatan İsrail’e karşı sadece yapılan basın açıklamaları ve protestolarla tepkiler gösteriliyor. Oysaki oradaki insanların daha çok tepki gösterilmesine ihtiyacı var. İsrail ve Filistin’in etrafı hep Müslüman ülkeler, ama hiçbirisi bu katliamın durması için ciddi bir adım atmıyor. Bu sessizlik daha ne kadar sürecek. Müslümanlar kendi kardeşlerine yaşatılan bu vahşete artık ne zaman dur diyecek. Bugün Filistin’de yaşatılan vahşete karşı sessiz kalınırsa, yarın sıra etraftaki Müslüman ülkelerine de gelecek.
Peygamberimiz Hz. Muhammed, hicret etmeden önce Mekke'de Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılardı. Namazın farz olmasından sonra Mekke'de yaklaşık 17 ay, Medine'de de 17 ay kadar Mescid-i Aksa'ya yönelerek ibadet ederdi. Peygamberimiz ve Müslümanlar için önemli bir yer olan Kudus ve Filistin topraklarında defalarca savaşlar ve fetihler yaşandı. Hz Ömer ve Selahaddin-i Eyyubi’nin fetihleri halen de sürekli hatırlatılır. Hz. Ömer adaletiyle, Selahaddin-i Eyyubi ise merhametiyle Kudüs'ü kucaklamış ve onun kanayan yaralarını bu mucizevi merhemlerle sarıp sarmalamışlardı.