Mektupta bildirildiği gibi gerçekten düşman ordusunun Uhut dağına kadar gelip burada karargâh kurduğu anlaşılmıştı. Bunun üzerine, Peygamberimiz Ashabı ile durumu görüştü ve 1000 kişilik bir kuvvetle düşman ordusunun bulunduğu Uhud dağına hareket ettiler. Yolda 300 münafık ordudan ayrılıp geri dönünce müslümanların sayısı 700 kişi kaldı.

Müslümanlar düşmanın bulunduğu yere varınca, arkalarını Uhud dağına vererek savaş düzenine girdiler. İslâm ordusunun sol tarafında bir vadi vardı. Buradan gelebilecek bir düşman saldırısını önlemek amacıyla Peygamberimiz buraya elli kişilik okçu birliği yerleştirmiş ve onlara şu emri vermişti: Düşman ister yensin, ister yenilsin benden emir almadıkça buradan asla ayrılmayınız. Düşman süvarileri gelince ok atınız.

Müslümanların kahramanca çarpışması karşısında düşman ordusu bozguna uğradı. Bu orduda bulunan kadınlar da dağlara doğru kaçışmaya başladılar. Ancak, savaş tam olarak kazanılmış değildi. Düşmanın takip edilerek kesin sonucun alınması gerekiyordu.

Ne var ki; Müslümanlar, savaşı kazandıklarını zannederek, düşmanların bıraktıkları ganimet mallarım toplamaya başladılar.

Bunları gören 50 kişilik okçu birliği de başlarındaki komutanlarını dinlemeyerek (bir kaç tanesi hariç) yerlerinden ayrıldılar. Hâlbuki Peygamberimiz onlara; kendisinden emir almadıkça yerlerinden ayrılmamalarını tenbih etmişti.

Okçu birliğinin yerinden ayrılması müşriklerin işine yaradı. Derhal toparlanarak okçuların terkettiği vadiden hücuma geçtiler. Bu hücum karşısında Müslümanlar çok zor durumda kaldılar. Müslümanların bu gafleti, kazanılmış olan zaferin elden gitmesine, Peygamberimizin amcası Hz. Hamza ile birlikte birçok İslâm kahramanının şehit düşmesine sebep oldu. Peygamberimizin mübarek dişi kırıldı, yüzü yaralandı.

Uhud harbinde Müslümanlar 70 şehit verdiler. Müşriklerden öldürülenlerin sayısı 22’dir. Savaş esnasında İslâm ordusundaki kadınlar büyük fedakârlık göstermişler, askerlere su dağıtıp, yaraları sararak hizmet etmişlerdir.

Bu savaşta, müşrikler galip gelmekle beraber, bekledikleri sonucu elde edemeden Uhud’tan çekildiler. Yeniden toparlanan Müslümanlar bir süre düşmanı takip ettiler. Düşman tekrar savaşmayı göze alamadı. Mekke”ye doğru yoluna devam etti. Müslümanlar da Medine’ye döndüler.

UHUT SAVAŞINDAN ALINACAK BAZI DERSLER

Savaşın başında Müslümanlar zaferi kazanmış iken, daha sonra niçin yenilgiye uğradılar? Bunda müslümanlar için alınacak önemli dersler vardır;

Büyüklerin sözünü dinlememek, kumandanlara itaatsizlik etmek, çok kutsal bir görev olan nöbeti bırakıp şahsi menfaat peşinde koşmak, bir ordunun savaşı kaybetmesine sebep olur. Ve bundan sadece bu hatayı işleyenler değil, bütün millet zarar görür.

Uhut savaşında böyle olmuştur. Vadiye yerleştirilen okçu birliğinin Peygamberimizin emrine itaat etmemesi ve nöbet yerini bırakıp ganimet toplamaya kalkması, İslam ordusunun yenilgiye uğramasına ve müslümanların felakete düşmesine sebep olmuştur. Bu tarihi olay müslümanlar için bir uyarıdır.

Selam ve dua ile…