Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.)’in (9 Zilhicce/7Mart 632) Kurban Bayramı arifesinde yüz bini aşkın sahabiye hitap ederken verdiği mesajların başında şu gelir: Allah Teala'nın kemale erdirdiği ve razı olduğu yegane din,  İslamdır. İslam, insanları Adem’in çocukları ve aynı topraktan yaratılmış varlıklar olarak Allah’ın (Celle Celaluhu) nezdinde bir tarağın dişleri gibi eşit görür. Bugün ise dünyayı yaşanmaz hale getiren, insanı aşağılayan, insanın onurunu ortadan kaldıran, insanı soy, sop, makam, mevki, statü, bölgeye göre ayrıştıran anlayışlar ise İslam dinine tamamıyla aykırıdır.

Veda hutbesinden günümüz için çıkaracağımız mesajları ise şöyle sıralayabiliz:

1. Her can ölümü tadacaktır. (Konuşan Kur’an, susan ölüm nasihat olarak yeter!) Ölüm, kıyamet, ahiret, hesap ve mizan kaçınılmazdır ve Hak olarak yaşanacaktır. Hz. Peygamberin vefatından sonra Müslümanların eskiye dönme, imanı küfre yenik düşürme, kardeşin kardeşi düşman bilmesi tehlikesi vardır. (Dine sahip çıkınız, dini bölmeyiniz.)

2. Burada söylediklerimi burada olmayanlara da iletin çünkü bu topluluk içinde ve bu coğrafyada olanlardan başkaları buradakilerden daha imanlı, daha hikmetli, daha hayırlı, ilimde daha derin olabilir, İslam’ı daha iyi, dosdoğru anlayıp yaşayıp yayabilir. İslam çok uzaklara kadar sesini duyurmalıdır ki Allah’ın dini tüm dünyaya yayılabilsin.

3. Emanete hıyanet etmeyin. Emanetleri gerçek sahiplerine verin. (Devlet malına, kul hakkına, yetim malına, harama vb. el uzatmayın.)

4. Faizin (haksız faiz kazancının) her çeşidi günahtır.

5. Hakk’ı gördükten sonra, İslam’ı tanıdıktan sonra tekrar cahiliye dönemi adetlerine ve batıla dönmeyiniz. Kan davaları kaldırılmıştır. (İslam hukukunda yer alan kısaslar (Cana can, göze göz) geçerlidir.

6. Şeytan en kötü düşmandır. İlah edinmek maksadıyla ona yanaşmayacak bile olsanız o sizi küçük kandırmacalarla yanına çekebilir ve bu bile ona yeter. Şeytan’ın hilesi bitmez. Allah’ın dinine sımsıkı sarılıp şeytanın oyununa gelmeyin. Şeytanın etkisi imanı zayıf olanlaradır. İmanınızı kuvvetli tutun ve Kuran’ın ışığından ayrılmayın.

7. Allah’ın size emaneti olan kadınların haklarını koruyun. Şayet onlara eziyet eder, haklarını yerseniz Allah’ın azabına uğrayacağınızı bilin. Onların namusu sizin namusunuzdur. Onlar size nikâhlamak şartıyla helaldir. Evli kadın ve erkek karşılıklı haklara sahiptir.  Sizin onlara karşı sorumluluğunuz, evin geçimini sağlamak üzere çalışmak ve helal lokma kazanıp ailenizi muhtaç duruma düşürmemenizdir. (Yani evi geçindirmek erkeğin, namusuyla yaşamak kadının başlıca görevidir.)

8. Hz. Peygamber’in irtihalinden sonra Müslümanların sadece iki ışığı vardır; Kur’an ve Peygamberimizin sahih sünneti. (Örfler, adetler, uydurma bilgiler değil.)

9. Müslümanlar birbirinin kardeşidir. Başka Müslümanın canına, malına ve iffetine göz dikmek ve el uzatmak asla helal değildir.  Müslüman Müslümanı öldürmez, malına, iffetine, parasına, tarlasına göz dikmez. Zorbalık ve hainlik yapmaz.

10. Miras hukuku Kur’an’da yazılıdır. Vasiyet olmasa bile mirasçılar hakkını alacaktır. Çocuğun gerçek annesi onu doğurandır. Babası da nikahla annesiyle evli olandır. (Üvey anne ve baba  öz anne ve baba gibi değildir.)

11. Zina edene bu dünyada da ahirette de azap ve hak mahrumiyeti vardır.

12. Anne babasını, geçmişini inkâr eden evlada lanet vardır. Bunların şahitlikleri de kabul edilmez.

13. Allah birdir. Hepimiz Hz. Adem’den geldik. Hz. Adem ise topraktan yaratılmıştır. Bu yüzden Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Araba, kırmızı tenlinin sarı tenliye, sarı tenlinin de kırmızı tenliye üstünlüğü yoktur. Tüm insanlar, halklar eşittir. Yaratan öyle yaratmış ve eşit kılmıştır.

15. Allah katında insanların en değerlisi onların en tavkalı olanıdır..(Allah'tan en çok korkandır.)

16. Dinin emirlerine uygun davranan amirlerinize de itaat etmeniz farzdır.

17. İnsanları yok yere suçlamayınız. Başkasının günahını başkasına yüklemeyiniz. Adaletle hükmediniz. Baba oğul bile olsa birinin günahını diğerine yüklemeyiniz.

18. Şu dört şeyi kesinlikle yapmayınız;

a. Allah’a gizli veya açık ortaklar (yardımcı, şefaatçi, eş, benzer, kız ve erkek evlatlar, vb…) koşmayın.

b. Haksız yere insan öldürmeyeceksiniz.

c. Hırsızlık yapmayacaksınız.

d. İnsanların tümü Allah’ın dinine (İslam’a) dönene kadar çalışmak, ilim öğrenmek, mücadele etmek, ter dökmek yani cihad etmek her Müslümanın görevidir. Cihad etmenin maksadı insanların mal ve canlarını ele geçirmek, toprak ve ganimet elde etmek değil, onların İslam’a girmesini sağlamaktır. İslam’a girerlerse, canlarına ve mallarına dokunmayın. Yalan söyler iseler Allah yaptıklarını en iyi işiten ve bilendir.

19. Yüce Allah bizler için İslam’ı seçmiş, kıyamete kadar baki kılmıştır. Başkaca din Allah katında makbul değildir.

20. Sizlere aracılığımla bildireceğim Allah kelamı (yani vahiy) artık tamamlanmıştır. Söz ve davranış olarak sizlere örnek oluşum da artık tamamlanmıştır.

Veda Hutbesi, Hz. Peygamber’in başarılmış temel hedeflerini ifade eden 23 yıllık çabasının ana noktalarını özetleyen bir konuşma olmasının yanında insanlığa, gerçekleştirilmesi gereken önemli hedefleri de ifade eden evrensel bir bildiridir. Hutbe’nin “Ey iman edenler” yerine “Ey insanlar” olarak başlaması da bunun temel göstergesidir. Veda Hutbesi’nin içeriğini, iç içe geçmiş gittikçe genişleyen daireler biçiminde tasvir edecek olursak, birinci ve merkezdeki dairede insanın kendisinin yer aldığını görürüz. Onu kuşatan dairelerde ise “aile”, “toplum” ve “bütün insanlık” bulunmaktadır. Allah resulünün bu hitabından, toplumdaki bozulmanın önce insandan sonra aileden başlayacağını anlıyoruz. Dolayısıyla düzeltmeye de kendimizden, ailemizden ve yakın çevremizden başlamamız gerektiğini söyleyebiliriz. İnsanlığı kurtarmak için yola çıktığını iddia edenlerin kendisi, çevresi, ailesi ve toplum için ne ürettiğine, nasıl bir fayda sağladığına bakmak gerekir. Ziya Paşa’nın da dediği gibi: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Kendisine faydası olmayanın hiç kimseye faydası olmaz.