Bir Müslüman, yaşadığı bir günün muhasebesini nasıl yapmalı ve kendine hangi soruları sormalıdır? 1 gün veyahut 24 saat nasıl değerlendirilir? Bir günün veyahut 24 saatin muhasebesi...

Bir Müslüman her gece; yaşadığı günün muhâsebesini yapmalı ve kendine şu sualleri sormalıdır:

  • Bu sabah hayat defterini nasıl açtın? Sana yeni bir gün bahşeden Rabbine şükrettin mi?
  • Cenâb-ı Hakk’ın seni istiğfâra dâvet ettiği seher vaktinde, O’nunla buluşmaya koşabildin mi? O vakitte tuğyân eden ilâhî rahmet ve mağfiretten ne kadar nasiplenebildin? Yoksa o husûsî fırsat demlerini, uykuyla zâyî mi ettin?
  • Seher vaktinin feyzini bütün gününe taşıyabildin mi? Bugün, hayatın ne kadar zikrullah ikliminde geçti? Ne kadar Rabbini hatırlayabilmenin rûhâniyeti içinde oldun?
  • Bugün, nefsânî lezzetleri yok eden ölümü tefekkür ettin mi?
  • Bugün hayatın gereksiz telâşlarından sıyrılıp ne kadar Rabbine yöneldin? Karşılaştığın ilâhî kudret ve azamet nakışları, gönlünde ne kadar bir tefekkür derinliği meydana getirdi?
  • Minarelerden yükselen ilâhî dâvete kulak verip kaç vaktini cemaatle kılabildin? Namazlarını Hakk’ın râzı olduğu kıvamda; yani huşû içinde, kalp ve beden âhengiyle edâ edebildin mi?
  • Bugün kazancının, yediğinin, içtiğinin ve giydiğinin; helâl mi, şüpheli mi, haram mı olduğuna dikkat ettin mi? Haramlardan sakınma duygusu her davranışında seninle beraber oldu mu?
  • Bugün kul haklarına dikkat ettin mi? “Üzerime hiçbir kul hakkı geçmedi, kimseyi incitmedim.” diyebilir misin?
  • Bugün mahlûkâta, Hâlık’ının şefkat, merhamet ve muhabbet nazarıyla bakabildin mi?
  • Kapındaki kedinin ve köpeğin hakkına dikkat ettin mi? Kedisini aç bırakarak ölümüne sebep olan bir kişinin ilâhî azâba, susuz bir köpeğe su veren bir kişinin de ilâhî affa nâil olduğunu düşünerek, mahlûkâta merhametle muâmelede bulundun mu?
  • Bugün, annenin, babanın, akrabalarının hâlini hatırını sorup gönüllerini alabildin mi? Eğer onlar âhirete intikal etmiş iseler, ruhları için bir Fâtiha okuyup hediye edebildin mi?
  • Bugün aile yuvanı gönül gözüyle seyredip, oranın bir cennet bahçesi olduğu idrâkiyle; sokakların, çarşı-pazarın, modaların, reklâmların, televizyonun, internetin menfî tesirlerinden kendini ve çoluk-çocuğunu koruyabildin mi? Bu hususta;
  • يَا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قُوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْل۪يكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ...
  • “Ey îmân edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!..” et-Tahrîm, 6) emr-i ilâhîsini hayatına ne kadar tatbik edebildin?
  • Şayet evinin hanımı isen, beyini güler yüz ve muhabbetle uğurlayıp helâl rızık getirmesi için duâ ettin mi? Akşam yine onu tebessüm ve tatlı dille karşılayıp yorgunluğunu gidermeye, nezih ve örnek bir aile olmaya çalıştın mı?