KİMLER CENNETE GİREMEZ?

Vali Ubeydullah İbni Ziyâd, Ma’kıl ibni Yesar radıyallahu anh’ın ahirete irtihal ile sonuçlanan hastalığı sırasında kendisini ziyarete geldi. O güne kadar kimseye söylemediği bir hadis-i şerif ona nakletti. Bu hadis-i şerif Riyazu’s-salihin Terceme ve Şerhi’nde şöyle rivayet edilmektedir:

Ebû Ya’lâ Ma’kıl İbni Yesâr radıyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Cenâb-ı Hakk’ın, yönetici yaptığı bir kimse, yönettiği insanları aldatarak ölürse, Allah Teâlâ ona cennet yüzü göstermez.” (Buhârî, Ahkâm 8; Müslim, Îmân 227-228, İmâre 21)

Bir başka rivayette: “Onlara sahip çıkıp korumazsa, cennetin kokusunu duyamaz”, şeklindedir.(Buhârî, Ahkâm 8)

Müslim’in bir rivayetinde de: “Müslümanların işlerini üstlenip de onlar için çalışıp çabalamayan hiçbir yönetici, onlarla birlikte cennete giremez” buyurulmuştur. (Müslim, Îmân 229, İmâre 22)

Bu hadisin şerhinde şunlara yer verilmektedir. Ma’kıl İbni Yesâr hazretlerinin bu hadîs-i şerîfi rivayet etmek için seçtiği zaman önem arzetmektedir. Peygamber aleyhisselâm’ın bu değerli sahâbîsi Basra’da ölüm döşeğinde yatarken, Emevîlerin Horasan ve Basra valisi Ubeydullah İbni Ziyâd kendisini ziyarete geldi. Ma’kıl, Kerbelâ fâciasının baş sorumlusunu yanında görünce:

- Sana Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiğim bir hadisi rivayet edeceğim dedi ve yıllardır kimseye söylemediği bu hadîs-i şerîfi okudu.

Ubeydullah İbni Ziyâd: “-Bunu bana daha önce söylemeli değil miydin? deyince hayır, daha önce söyleyemezdim” dedi.

NASİHAT KABUL ETMEYEN İNSAN

Ma’kıl İbni Yesâr hazretleri, Ziyâd İbni Ebîh’in bu zâlim oğlunun nasihat kabul etmeyen kötü bir idareci olduğunu biliyordu. Bu sebeple hadisi ona daha önce söylemenin bir faydası olmayacağına inanıyordu. Belki bu hadisi söylediği takdirde kendisine kötülük yapacağını hesaba katıyor ve boş yere problem çıkarmak istemiyordu. Artık son demlerinde ona hadisi rivayet etmenin diğer müslümanlara faydası olacağını düşünmüş olmalı ki, zâlim idarecilere bir şamar niteliğinde olan bu hadîs-i şerîfi okudu.

Ma’kil İbni Yesâr radıyallahu anh fitne zamanlarıyla ilgili de şu hadis-i şerifi rivayet etmiştir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ortalık kargaşa içindeyken ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir.” (Müslim, Fiten 130. Tirmizî, Fiten 31; İbni Mâce, Fiten 14)

Hadiste geçen “herc” kelimesine, kargaşa, fitne zamanı, müslümanlar arasındaki savaş hali, işlerin karmakarışık hale gelmesi, toplumda kargaşa çıkaran asılsız haberler gibi anlamlar verilmiştir. Resûl-i Ekrem Efendimiz’e hercin ne olduğu sorulduğunda: “Herc, katildir” buyurmuştur. (Buhârî, Edeb 39; Müslim, İlim 11)

KARGAŞA VE FİTNE ZAMANINDA İBADET ETMENİN FAZİLETİ

Katilden maksat, fitne zamanında Müslümanların birbiriyle çarpışmaları ve karşılıklı öldürmelerin olmasıdır. Bunun daha çok kıyamete yakın zamanlarda olacağı ve çoğalacağı da bir çok sahih hadiste haber verilmiştir. Kargaşa ve fitne zamanında ibadet etmenin faziletli ve ayrıcalıklı olmasının sebebi, böyle anlarda insanların pek çoğunun fitneye karışarak Allah’a ibadetten ve kulluk vazifelerini gerektiği gibi yerine getirmekten mahrum kalacağı içindir.

Kargaşalara katılmayıp köşesine çekilip ibadet edenler de onlar gibi büyük ecir ve sevaplara nâil olurlar. Bu tutum, toplumun ıslahı ve kendilerine örnek alacakları akl-ı selim sahibi kişiler bulmaları açısından önem taşır.

Ma’kıl İbni Yesâr radıyallahu anh’den şöyle bir söz nakledilir: “Doğan hiçbir gün yoktur ki; Ey insanoğlu! Ben bugün yeni yaratılmış bir günüm. Senin yapacağın işler hakkında şahidlik edeceğim. Öyle ise, bende yaşarken üzerimde hayır işle ki, onunla senin lehine şahitlik edeyim. Eğer bugün geçip gidersem, beni bir daha asla göremezsin diye seslenmiş olmasın. Gece de insanoğluna bu sözlerin aynısını söyler.” (Ebu Nuaym, Hilye, 2. Cilt. 303)

Ma’kıl İbni Yesâr radıyallahu anh, 60 (680) yılı civarında Basra’da vefat etti. (İsâbe, VI, 146-147)