Mükellefin fiillerinden biri olan mekruhu bilmek gerekir. Dinen kesin bir yasağa konu olmayıp ilgili delillerden, terkedilmesinin (yapılmaması) işlemesinden (yapılmasından) daha iyi olduğu anlaşılan durumları belirtmektedir. Mekruh, haramın altındaki yasağı ifade eden tabirdir. Tahrimen mekruh ve Tenzihen mekruh diye ikiye ayrılmış. Namazda mekruh olan bazı fiilleri, sözleri Şafii ve Hanefi mezhebine arz edelim. 

Namazda yapılması hoş karşılanmayan davranışlara "namazın mekruhları" denir. Genel olarak namaz için öngörülmüş bulunan biçimsel yapıya aykırı olan davranışlar ile namazın gerektirdiği saygı, tâzim, tevazu, boyun eğme ve sükûnet haline aykırı olup namazda kalbi meşgul etmek suretiyle insanı ibadetin gerektirdiği kalp huzurundan ve huşûdan alıkoyacak davranışlar mekruh sayılmıştır. Namaz esnasında elbiseyle veya vücudun bir yeriyle oynamak gibi namazla ilgisi olmayan ve onunla bağdaşmayan bir hareketin yapılması mekruhtur. Çünkü bu şekildeki davranışlar namazın biçimsel yapısına aykırıdır ve aynı zamanda namazın gerektirdiği saygı ve tâzim vaziyetiyle de bağdaşmamaktadır. Bunun yanında namazın vâciplerinden ve sünnetlerinden birini terk etmek de mekruh sayılmaktadır.

Namazın sünnetlerinden birini, meselâ Sübhâneke okumayı, rükû veya secdelerdeki tesbihleri kasten terk etmek mekruhtur. Namazın sünnetlerinden birini terk etmek, genel olarak tenzîhen mekruh olmakla birlikte tenzîhen mekruh sayılan şeylerin bir kısmı tahrîmen mekruha yakındır.

 

Namazda mekruh sayılan şeyler şunlardır:

1. Bir zararın giderilmesi veya namazın tamamlanması amacı olmaksızın namaz dışı bir davranışta bulunmak. Meselâ alnın secde mahalline yerleşmesini engelleyen sarık vb. şeyleri çekmek namazın tamamlanması amacı taşıdığından ve akrep gibi zararlı hayvanları öldürmek de bir zararın giderilmesi amacı taşıdığından mekruh sayılmamıştır. Buna karşılık parmak çıtlatmak, giysisinin kolunu kıvırmak, bunu gerektiren bir özür olmadığı halde -peş peşe olmamak üzere- birkaç adım yürümek, sinek vb. haşeratla meşgul olmak gibi davranışlar mekruhtur. Namaz dışı davranışlar amel-i kesîr boyutuna varırsa namaz bozulur.

2. Namaza ilişkin fiilleri özürsüz yere, namazın sünnet ve âdâbına uymaksızın yerine getirmek. Meselâ bir özrü olmaksızın duvar, direk, baston vb. bir şeye hafifçe yaslanmak; daha dizleri yere koymadan elleri yere koymak, secdeden kalkarken dizleri ellerden önce kaldırmak.

3. Kıyam, rükû ve secde aralarındaki tekbir ve zikirleri kendi yerlerinden sonraya bırakmak.

4. Namazda esnemek, gerinmek ve boğazı açıyormuş (boğaz tıkanması olmadan boğazı açmak ses çıkardığı için şafilere göre namazı bozar) gibi yapmak. Bundan dolayı kişi namazda mümkün olduğunca esnemeyi önlemeye çalışmalı, esnemek durumunda kalınca sağ el ile ağzı kapatmalıdır.

5. Namazda iken verilen selâmı el veya baş işaretiyle almak. Tahrîmen mekruh olan bu fiille kimilerine göre namaz bozulur.

6. Namazda huşû halini artırmak veya uygunsuz bir şeyi görmekten sakınma gibi bir amaç olmadıkça gözleri yummak, gözleri sağa sola veya aşağı yukarı çevirmek, başı hafifçe bir tarafa çevirip bakmak. Hadiste: “(Namaz kılarken) gözleri göğe diken kimselere ne oluyor?!. Bunlar bu işe bir son vermelidirler. Ya da gözleri kapatılıp alınır!” (Buhari, ezan, 92; Müslim, salat, 117).

7. Abdesti sıkışık olduğu halde namaz kılmak, yemek hazırken namaza durmak. Ancak vakit dar olursa bu durumlarda namaz kılınır. 

8. Elbise, vücut veya namaz mahallinde namazın geçerliliğine engel olmayacak miktarda necâset bulunduğu halde namaz kılmak. Şafiilere göre necaset azda olsa namaza engeldir.  Dinen necis sayılmamakla birlikte kirli elbise ile namaz kılmak da mekruhtur.

9. Temiz olmayan şeylere karşı veya bunların yakınında, kişinin kendini ibadete vermesini engelleyecek ve zihni meşgul edecek yerlerde namaz kılmak. Ateşe ve puta tapma inancını çağrıştırması düşüncesinden hareketle ateşe, insan veya hayvan tasviri bulunan resim ile heykele karşı namaz kılmak mekruhtur. Televizyona karşı namaz kılınması da mekruh sayılmıştır. Aynı şekilde bir insanın yüzüne karşı namaz kılmak da mekruhtur.

10. Başkasına ait bir yerde veya başkasına ait bir elbise içinde, sahibinin izni ve rızası olmaksızın namaz kılmak mekruhtur.

11. Dişlerin arasında kalmış yutulması namazı bozmayacak miktardaki yiyecek kırıntısını yutmak. Şayet yutulan şey nohut tanesi büyüklüğünde olursa namazı bozar.

12. Cemaatle namaz kılınırken, imamdan önce rükû ve secdeye gitmek veya ondan önce rükû veya secdeden doğrulmak.

13. Namazda kıraate ilişkin mekruhlar daha ziyade kıraatin sünnetlerinden birinin terki sebebiyle olur: Mesela ikinci rek‘atta birinci rek‘attan daha uzun okumak böyledir.

Fâtiha'dan sonra okunacak sürelerde Kur'an'daki sıraya uymamak, meselâ birinci rek‘atta Kevser sûresini okuduktan sonra ikinci rek‘atta Maun sûresini okumak mekruhtur.

14. Çöplükte, mezbahada, yol ortasında, hamamda, hayvanların çöktükleri yerlerde – necaset bulunmadığından emin olunsa bile- namaz kılmak mekruhtur.

15. Her zaman mescidin aynı yerinde namaz kılmayı adet haline getirmek – imam hariç- mekruhtur.

 

Mekruh Vakitler

Beş vakit vardır ki, bu vakitlerde bir sebep olmaksızın namaz kılmak yasaklanmıştır. Ukbe b. Amir el- Cüheni tarafından rivayet edilen hadiste: “Üç vakit vardır ki, Resulullah (s.a.v.) bizi o vakitlerde namaz kılmaktan veya ölülerimizi mezara gömmekten menetti:

  • Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar,
  • Öğlen güneş tepe noktasına geldiği andan batı tarafına meyledinceye kadar,
  • Güneş batmaya meyledip batınca kadar.”(Müslim, müsafirun namazı, 239).

Kerahetle ilgili bir rivayet de Ebu Said el- Hudri (r.a.) tarafında gelmiştir: “Sabah namazı kıldıktan sonra güneş yükselinceye kadar namaz yoktur. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar artık namaz yoktur.”(Buhari, Mevakit, 31).

Bu beş vakti şöyle sıralayabiliriz:

  1. Türkiye’nin coğrafi konuma göre sabah namazından sonra güneşin doğuşundan 45-50 dakika sonrasına kadar,
  2. Sabah namazını kılmayan kişi için güneşin doğuşundan 45 -50 dakika sonrasına kadar,
  3. Günün yarısında güneşin göğün ortasında tam tepe noktasına gelişinden itibaren öğle namazı vakti girinceye kadar,
  4. İkindiden sonra güneşin sarmasından itibaren guruba kadar,
  5. İkindi namazı kılmış kişi için ikindi namazından sonra güneşin batışına kadar.                                              

     Bu vakitlerin ilk üçünde namaz kılmak mutemet görüşe göre tahrimen; son ikisinde ise tenzihen mekruhtur. Bu görüşler Şafii mezhebine göredir.

Hanefilerin görüşüne göre kerahet vakitlerinin ilk üçünde mutlak surette hiçbir namaz kılınmaz. Yalnız, içinde bulunan günün ikindi namazı güneşin batışı esnasında da kılınabilir. Cuma günü zeval vakti de mutemet görüşe göre mekruh vakitlerden istisna edilmiştir.

Şafiilere göre de Cuma vakti, Mekke haremi istisna edilmiş. Ayrıca sebepleri kendilerinden önce veya kendileriyle birlikte vuku bulan sebepli namazlar da kerahet vakitlerinde kılınabilir. Örneğin kaza namazları, tehiyyetu’l mescid namazı gibi... Konuyla ilgili detaylar, ilmihal ve fıkıh kitaplarından öğrenilir.