“Şüphesiz sen yüce bir ahlak üzeresin” (Kalem 4)

Kalemler Nebi zi şanın ahlakını yazmaya yetmedi. Şairler naatlarıyla O’nu methetmeye doyamadı.

MâmedahtüMuhammedenbimakâlâtî Lâkin medahtümakâlâtîbi Muhammedin.

 ‘Ben kelamımla Hz. Muhammed'i (s.a.s.)  övmedim, Ancak Hz. Muhammed'le (s.a.s.)  kelamımı yücelttim’Hasan b.Sabit

Ahlak eğitiminde hangi değeri ele alırsanız alın onunla ilgili birçok örneği, yaşanmışlığı Hz. Muhammed Mustafa’ da (s.a.s.) bulmak mümkün. Nitekim‘O yürüyen bir Kur’andı, der Aişesi (r.a.).‘Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim’. rivayeti de bu hakikati pekiştirmektedir.

Hz. Peygamber (s.a.s) değerlerin en önemlilerinden vefanın da simgesiydi. Vefa,İslâm ahlakının en önemli unsurlarından olup,insanın sözünde ve eylemlerinde sebat etmesi, istikrarlı olmasıdır. Müslümanın yerine getirmesi gereken kulluk görevini ifa etmesidir.

"Hiç şüphesiz Allah, hak yolunda (düşmanlarını) öldürmekte, kendileri de öldürülmekte olan mü'minlerin canlarını, mallarını cennet karşılığında satın almıştır. Tevrat, İncil ve Kur'ân'da kendi üzerinde hak bir va'ddir. Allah kadar ahdine vefa eden kimdir?" ( Tevbe;111)

Vefalı olmak; Allah’ın c.c. hoşnutluğunu ve rızasını kazanmak ve dünyada insanların itibarını, sevgisini kazanmak demektir. Dünyada razı olunmak, ahirette cenneti kazanıp cehennemden kurtuluşun reçetesidir vefa. Allah Teâlâ’nın da en önemli sıfatlarından biri vaadinden dönmemesidir.  Yine ayet-i kerimede "Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, Ben de size va’dettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun" (Bakara; 40)."O akıl sahipleri; onlardır ki Allah'ın ahdini yerine getirirler, verdikleri sözü bozmazlar". (Ra’d; 19-20) Aklın gerektirdiği, vicdanın ilham ettiği haslettir vefa, o yüzden akıl sahiplerinin özelliği olarak işaret edilmiş ayet-i kerimede.

Sadece sözünde durmak değildir vefa. Kendisine yapılan hiçbir iyiliği unutmayan, emanete riayet eden, sadakat üzere, özü sözü doğru olma, dostluğunda güven ve sevgi ile sadık olmak demektir. Tüm bunları ve daha fazlasını kendinde cem eden en güzel örnek; Allah’ın (cc) sadık, emin elçisi Hz Muhammed’dir( s.a.s).

Hz. Ali (r.a.), Rasululllah’ın (s.a.s) insanların görevine en bağlı olanı, verdiği sözü en fazla yerine getireni, kendisine iyiliği dokunmuş canlı cansız her varlığa minnet duygusuyla karşılık vereni olarak anlatır.

Öncelikle Rabbine verdiği kulluk sözünde, O’nun verdiği nimetlere şükür konusunda vefakardır. Hz Aişe O’na neden sabahlara kadar ibadet ettiğini sorduğunda ‘şükreden bir kul olmayayım mı? buyurur. Huzeyfe b. el Yeman babasıyla birlikte Medine’ye hicret etmek ister. Ancak yolda kendilerini müşriklere yakalanırlar.  Medine’ye ‘öylesine gidiyoruz ve asla sizinle savaşmayacağız’ diye yemin edince salıverilirler. Resûlullah’ın yanına gelerek onları atlattıklarını şimdi onun için savaşmak istediklerini bildirdiklerinde, onları kabul etmemiş ve sözlerini yerine getirmelerini isteyerek düşmanlıkta bile ahlaklı olunabileceği dersini insanlığa göstermiştir.

Sahabilerine sadakati, onların çocuklarını ve eşlerini önemsemesi ile ilgili ciltler dolusu rivayet vardır. Ve eşlerine karşı adaleti ve merhameti…Onlar kıymeti O’nda görmüşler değerlerine değer katmışlardır. Hz. Peygamber eşliğin vazifelerini layıkıyla yapmış, arkadaşlarına ve yüzyıllar boyu arkasından gelecek olan takipçilerine en iyi örnek olmuştur. Haticesivefat edince dünyası hüzünle dolmuştur. Yıllar geçse bile asla onu anmaktan vazgeçmemiştir. Hz. Aişe, Peygamber Efendimiz’in hanımlarından, Hatice’ye gıpta ettiğim kadar hiç kimseye imrenmedim. Üstelik onu hiç görmedim. Fakat Resûl-i Ekrem, onu sık sık yâd ederdi. Bir koyun kesip etini parçaladığında, çoğu zaman Hatice’nin dostlarına gönderirdi. Bâzen (dayanamayıp) Allah Resûlü’ne:

“–Sanki dünyâda Hatice’den başka kadın kalmadı!” derdim.

Fahr-i Kâinât Efendimiz:“–O, şöyle şöyleydi…” diye üstün husûsiyetlerini ve faziletlerini sayar; “Çocuklarım ondan oldu.” derdi.

Tüm bu örnekler Onun«Vefâkârlıkîmandandır.»” (Hâkim, I, 62/40.) sözünün tecellisinden ibarettir.

Mevlana ne güzel özetler: Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, sır dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.