TEVBE SÛRESİNİN MEÂLİ

İki Cihan Güneşi Efendimiz Sehl'in bu davranışından çok duygulandı. Ondaki gayrete, edebe, nezâkete, ihlâsa baktı da almamazlık yapamadı. Onun gönlünden coşup gelen fedakârlığı ve samimi davranışı karşısında getirdiklerini aldı. Mübarek elleriyle diğer hurmaların üzerine koydu ve bereket vermesi için Allah'a duâ etti. Bu hali gören münafıklar Sehl'in getirdiği hurmaları azımsayarak onun fedakârâne hareketini hafife aldılar. Medine sokaklarında alay konusu yaptılar. "Allah'ın onun iki ölçek hurmasına ihtiyacı yoktur" diyerek Sehl'in samimi duygularıyla dalga geçtiler. Sokakta onu gördükleri zaman güldüler. Sehl'in gönül dünyasına inemediler. Onun saf, berrak, hâlis niyyet ve arzusunu anlayamadılar. Allah Teâlâ münafıkların maskaralığını, Sehl (r.a)'ın gönül coşkusunu ve bu samimi davranışını şu âyet-i kerimesiyle duyurarak münafıkları susturdu. Meâlen: "Sadakalar hususunda, müminlerden gönüllü verenleri ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya, Allah işte onları maskaraya çevirmiştir. Ve onlar için elem verici azap vardır." (Tevbe sûresi: 79)

GÜZEL AHLÂKLI SAHABİ

Sehl İbni Huneyf (r.a) bütün davranışlarında candan ve samimi idi. İki Cihan Güneşi Efendimizin çağrısına katılmamak onun için büyük hüsrandı. Az veya çok o gayretin içinde olmak, imkânı nisbetinde katkıda bulunmak sevginin ve fedakârlığın nişanıydı. Gücünün yettiğini verebilmek ne güzel davranıştı. Sehl (r.a) bu güzel ahlâkıyla etrafına örnek oldu.

O, Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimizden kırka yakın hadis rivayet etti. Rivayetlerinden birisi şöyledir: "Kim, Allah yolunda cihad eden bir kimseye yardım ederse veya borçlunun borcunu üzerine alırsa, Allah Teâlâ da onu Arşın gölgesi altında bulundurur."

Sehl İbni Huneyf (r.a) Efendimizle birlikte Veda haccında bulundu. Hz. Ebû Bekir (r.a) devrinde mürtedlerle savaşa katıldı. Hz. Ömer (r.a) devrinde Sûriye, İran, Irak seferlerinde orduya rehberlik yaptı. Hz. Osman (r.a) devrinde Küfe şehrine yerleşti. Ömrünün sonuna kadar burada İslâm'a hizmet etti. Hz. Ali (r.a) onu Kûfe valisi yaptı. Daha sonra Basra ve Fars vilâyetine genel vali tayin etti. 659 m. senede Kûfe'de vefat etti. Cenaze namazını Hz. Ali (r.a) kıldırdı. Oraya defnedildi. Cenab-ı Hak şefaatlerine nâil eylesin. Amin.