Türkiye’de bir ayı aşkındır yaşanan sıcak hava dalgası, bölge kentlerinde ‘Basra’ sıcaklarının gelmesiyle yaşam daha da bir çekilmez hale geldi. Ülke genelinde, 44 dereceyle en sıcak il olarak neredeyse tarihe geçecek olan Diyarbakır’da ise vatandaşlar gezemez, esnaf da iş yapamaz hale geldi.
Aşırı sıcakların etkisi altındaki Diyarbakır’da tatile ya da ücretli yüzme havuzuna gidemeyen çocuklar ise, Anzele Parkı’nda serinlerken, yaşlılar da tarihi Sur diplerindeki gölgelik yerlere sığınıyor.
Kentteki bunaltıcı hava sıcakları aynı zamanda esnafın satışlarını da olumsuz yönden etkiliyor. Vatandaşların sıcaktan dışarı çıkamamasından kaynaklı, esnaf da satış yapamıyor. Hafta sonu, kentin alışverişin kalbi olan Sakarya Caddesi’ne gittim. Normal zamanlarda çok yoğun olan caddede neredeyse esnaf sinek avlıyordu. Alışveriş esnasında esnafla yaptığım sohbette, sıcak havaların satışlarını olumsuz yönden çok etkilediğini, bu nedenle moral bozukluğu yaşadığını ifade ettiler.
Yüksek hava sıcaklarına karşı uzmanlarda sürekli uyarılarda bulunuyor. Bu konuda özellikle de The Guardian’ın uzmanlarla konuşarak hazırladığı haber makalesi dikkatimi çok çekti. Makale de, “Beyin vücut ısısını düzenleme yeteneğini kaybediyor ve potansiyel olarak karaciğer, böbrekler, kaslar ve özellikle kalpte bir dizi hasara yol açıyor. Çok az uyarı ile hızla gelişebiliyor ve ölümcül olabiliyor” deniliyordur.
Bu makaleyi okuduktan sonra kaygılarım daha da bir arttı. Çünkü sadece sokaklar değil, aynı zamanda evin içinde de sıcaktan kavruluyoruz. Yani serinleyebileceğimiz her hangi bir alanımız yok. Bu da bizleri endişelendiriyor. O yüzden herkese ama dikkat diyorum. Lütfen elinizden geldikçe bulabildiyseniz serin yerlerde durun.