Bugün 21 Ağustos yazın son günü, yarın da 1 Eylül sonbaharın ilk günü olacak. Bu yaz çok sıcak geçti, o yüzden herkes dört gözle Eylül’ü bekledi. Ne güzel demiş Haşmet Babaoğlu: “Eylül bir ay değil, bir aylık ayrı bir mevsim...”
Sonbaharda yapraklar ağaçları terk eder, çiçekler toprağın altına çekilir, güneş de yakmaz artık, karanlık erken çökmeye başlar, hafif serin bir hava esintisi başlar, toprak yağmur kokmaya başlar, göçmen kuşlar da iklimi daha uygun yerlere göç etmeye başlar.
Sonbahar kışa doğru yol almanın da mevsimidir. O kış ki, nasıl geçeceğine bağlı. Bir sonraki baharın yeşerip yeşeremeyeceği belli olmaz gibi kara ve uzundur.
Mevsim değişiklikleri tüm canlılar da olduğu gibi insan üzerinde de fiziksel ve ruhsal değişimler yaratıyor. Nasıl ki yazın sıcağı yaşamı neredeyse durdurma noktasına getirdi, ilk baharla birlikte okulların açılması, tatil sezonlarının bitmesi ve herkesin kendi işinin başına dönmesi de hayatı normal ve akışkan bir seviyeye getirecek.
Değişen mevsimlere göre biz insanların da yaşam hareketliliği farklılaşıyor. Aslında biraz da mevsimlere göre yol alıyoruz. Dünyanın birçok yeri bizler gibi hızlı bir değişimi yaşamaz. Çünkü dünya üzerinde 4 mevsimi birden yaşayan ülkelerin sayısı azdır. Tüm mevsimleri tatmak bizler için büyük bir nimettir. Bu yüzden Allaha her zaman şükretmemiz gerekir. Her mevsim bizlere ayrı sebze ve meyveler verir, yani aynı zamanda büyük bir bereket ve verimdir dört mevsim.