Ata nedir veyahut ne demektir? Atalar ile ilgili ayetler hangileridir?

Ata, “baba, dede ve büyükbabalardan her biri” demektir. Ata kelimesi sözlükte, “cet, dede, büyük baba ve aynı soydan daha önce yaşamış olan kimse” anlamına gelir. *** “Ben dâimâ atalarım İbrâhim, İshâk ve Yâkub’un dînine uydum. Bizim asla hiçbir şeyi Allah’a ortak koşma hakkımız yoktur. Bu dupduru tevhid inancı, bize ve bütün insanlara Allah’ın bir lutfudur. Ne var ki, insanların çoğu şükretmez.” (Yusuf / 38. Ayet) *** “Allah’ı bırakıp da kendilerine taptığınız şeyler, sizin ve atalarınızın uydurduğu içi boş birtakım isimlerden ibarettir. Allah onların ilah ve mabud olabileceklerine dair hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm verme yetkisi yalnız Allah’a aittir. O da, kendisinden başka hiçbir varlığa kulluk yapmamanızı emretmiştir. İşte doğru olan tek din budur; fakat insanların çoğu bunu bilmez.” (Yusuf / 40. Ayet) *** Allah’a ortak koşanlar şöyle dediler: “Eğer Allah dileseydi, biz de, atalarımız da O’ndan başka hiçbir şeye ilâh diye tapmaz ve O’nun emri olmadan hiçbir şeyi kendimize haram kılmazdık.” Daha önceki müşrikler de tıpkı böyle yapmışlardı. Bu durumda peygamberlere düşen vazîfe, apaçık tebliğden başka ne olabilir? (Nahl / 35. Ayet) *** Bu konuda ne Allah’a çocuk isnat edenlerin dayandıkları kesin bir bilgi vardır, ne de aynı iddiayı taşıyan atalarının! Ağızlarından çıkan o söz, ne kadar korkunç bir küfür sözüdür! Onlar, başka değil, ancak yalan söylüyorlar. (Kehf / 5. Ayet) *** Kaldı ki biz onları da babalarını da dünya nimetlerinden faydalandırdık. Öyle ki ömürleri kendilerine uzun geldi de ölmeyeceklerini sandılar. Onlar çevrelerine bakıp da bizim yeryüzünü kenarlarından yavaş yavaş eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Şu halde gâlip gelecek olan onlar mı, yoksa biz mi? (Enbiyâ / 44. Ayet) *** Onlar da: “Atalarımızı bunlara tapar halde bulduk; biz de onlara uyarak böyle yapıyoruz” diye karşılık vermişlerdi. (Enbiyâ / 53. Ayet) *** İbrâhim: “Doğrusu siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içine sürüklenmişsiniz” dedi. (Enbiyâ / 54. Ayet) *** Kavminin ileri gelen kâfirleri şöyle dediler: “Bu da ancak sizin gibi bir insan! Fakat peygamberlik iddiasıyla size üstünlük kurup, başınıza geçmek istiyor. Allah peygamber göndermek isteseydi, gökten melekler indirirdi. Doğrusu biz, geçmiş atalarımızdan da hiç böyle bir şey duymadık.” (Mü'minûn / 24. Ayet) *** Onlar Kur’an üzerinde hiç düşünmezler mi? Yoksa kendilerine, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? (Mü'minûn / 68. Ayet) *** “Doğrusu, böyle tehditler bize yapıldığı gibi, bizden önce atalarımıza da yapılmıştı. Fakat bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil!” (Mü'minûn / 83. Ayet) *** Onlar da şöyle cevap verecek: “Seni her türlü noksanlıklardan ve şirkten pak ve uzak tutarız! Seni bırakıp başka dostlar edinmek bize yakışmaz. Ne var ki sen bunlara ve atalarına fazl u kereminden bol bol nimetler verdin; nihâyet onlar seni anmayı unutup kitabına uymadılar, sonunda helâk olmaya müstahak bir gürûh hâline geldiler.” (Furkan / 18. Ayet) *** Mûsâ çekinmeden: “O, sizin de Rabbinizdir, önceki atalarınızın da Rabbidir” diye karşılık verdi. (Şuarâ / 26. Ayet) *** “Hayır” dediler, “fakat biz atalarımızın da böyle yaptığını gördük ve bunu benimsedik.” (Şuarâ / 74. Ayet) *** “Sizin ve eskiden beri atalarınızın tapageldiği şeylere?” (Şuarâ / 76. Ayet) *** Kâfirler şöyle dediler: “Sahi, biz ve atalarımız çürüyüp toprak olduğumuz zaman mı, yani biz o halde iken mi diriltilip kabirlerimizden çıkartılacağız?” (Neml / 67. Ayet) *** “Doğrusu, böyle tehditler bize yapıldığı gibi, bizden önce atalarımıza da yapılmıştı. Fakat bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil!” (Neml / 68. Ayet) *** Mûsâ onlara apaçık mûcizelerimizle gelince: “Bunlar, Allah adına uydurulmuş parlak bir sihirden başka bir şey değil. Hem biz, önceden yaşayıp gitmiş atalarımız zamanında böyle bir şeyin sözkonusu edildiğini hiç duymadık” dediler. (Kasas / 36. Ayet) *** Onlara: “Gelin, Allah’ın indirdiğine uyun!” dendiği zaman, “Hayır, biz atalarımızdan ne görmüşsek ona uyarız” diye karşılık verirler. Peki, şeytan atalarını o kızgın cehennem ateşine çağırmış, onlar da şeytanın çağrısına uyup doğru yoldan çıkmış iseler, yine de onların izinden mi gidecekler? (Lokman / 21. Ayet) *** “Önceden ölüp gitmiş atalarımız da öyle mi?” (Sâffât / 17. Ayet) *** Çünkü onlar atalarını yanlış yol üzerinde buldular. (Sâffât / 69. Ayet) *** “Sizin de Rabbiniz, gelmiş geçmiş atalarınızın da Rabbi olan Allah’ı?” (Sâffât / 126. Ayet)