Allah"ın (c.c) yardım etmesi hak olan üç grup hangisidir? İffet ne demektir? İffetin önemi ve fazileti nedir? Kur"ân-ı Kerîm"de iffet sahibi kimseler için ne buyruluyor? Nefis mertebesinde iffetin yeri ve önemi nedir? İman ve iffet ilişkisi nedir? İffet ile ilgili hadisler...

Ebû Hüreyre"nin naklettiğine göre,

Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Üç gruba Allah"ın yardım etmesi haktır: Allah yolunda cihad eden kişiye, hürriyetini kazanmak için belirlenmiş parayı ödemeye çalışan köleye, iffetli olabilmek için evlenene.” (Tirmizî, Fedâilü"l-cihâd, 20)

İFFET İLE İLGİLİ HADİSLER

Ebû Saîd el-Hudrî"den nakledildiğine göre, ensardan bazı kimseler Resûlullah"tan (sav) (bir şeyler) istediler. O da verdi. Sonra tekrar istediler. Allah Resûlü de yanındakiler bitinceye kadar verdi ve şöyle buyurdu: “Yanımda bulunan hiçbir malı sizden saklayacak değilim. Kim iffetli olmayı dilerse, Allah onu iffetli kılar. Kim müstağni olursa (aza kanaat edip insanlardan bir şey istemezse), Allah onu zengin kılar. Kim de sabrederse, Allah ona sabır ihsan eder. Kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir.” (Müslim, Zekât, 124)

***

İbn Ömer ve Hz. Âişe"den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Hakkını talep eden kişi bunu tam olarak alsa da alamasa da iffetli bir şekilde istesin.” (İbn Mâce, Sadakât, 15)

***

İmrân b. Husayn"nın rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah, yoksul (olmasına rağmen) iffetli, çoluk çocuk sahibi mümin kulunu sever.” (İbn Mâce, Zühd, 5)

***

Abdullah (b. Mes"ûd) tarafından nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle derdi: “Allah"ım! Senden hidayet, takva, iffet ve zenginlik dilerim.” (Müslim, Zikir, 72)

İFFETİN ÖNEMİ VE FAZİLETİ

Hz. Peygamber ile uzun süre birlikte olup ona hizmette bulunma şerefine eren meşhur sahâbîlerden Ebû Zer yine bir gün onunla beraberdi. Allah Resûlü binitine binerek arkasına da Ebû Zerr"i oturtmuş ve sohbete başlamıştı. Ebû Zerr"e birtakım sorular soruyor, Ebû Zer de Allah Resûlü"nün daha iyi bileceğini söyleyerek onun açıklamalarına kulak veriyordu. Resûlullah"ın sorularından biri şöyleydi: “Ebû Zer, yatağından kalkıp mescide gidemeyecek, mescide gidip de yatağına dönmeye takatin kalmayacak kadar aşırı bir açlığa maruz kalırsan ne yaparsın?” Bu soru üzerine Ebû Zer yine Hz. Peygamber"in kanaatini öğrenmek için, “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” diye cevap verince Resûlullah da ona, “Bu durumda dahi iffetli olman gerekir.” buyurdu.1 Böylece Müslüman"ın en sıkıntılı zamanlarda bile, iffetini koruyup başkalarına el açmaması veya haram kazançlara göz dikmemesi gerektiğini bildirdi.

İffet Ne Demektir?

Sözlükte, “harama yaklaşmamak, helâl olmayan söz ve fillerden kaçınmak” mânâsına gelen “iffet”; kişinin yeme, içme ve cinsellik konularında nefsin aşırı arzularını dizginleyerek dengeli ve ölçülü davranmasını, dinin belirlediği çerçevede hareket etmesini ifade eden ahlâkî bir terimdir. Nefsanî arzulara aşırı düşkünlüğü ifade eden “şereh” ile bu arzulardan tamamen uzaklaşma anlamındaki “humûd”un ortasında yer alan “iffet”; hikmet, şecaat (cesaret) ve adaletle birlikte İslâm ahlâk felsefesindeki “dört temel fazilet”i oluşturur. Gazâlî, İhyâ isimli eserinde hayâ, sabır, arzuları dizginlemek, dürüstlük, kanaat, ağırbaşlılık, nezaket, güzel yaşayış, Allah korkusu, düzenlilik, cömertlik, eli açıklık, diğerkâmlık, âli cenaplık, yardımseverlik, bağışlama ve hoşgörü gibi erdemlerin iffetin alt kolları olduğunu söylemiştir.2 Ondan çok daha önce meşhur yedi kıraat âliminden biri olan Ebû Amr b. Alâ ise câhiliye döneminde “cömertlik, ağırbaşlılık, yumuşak huyluluk, sabır, tevazu ve düşünerek ölçülü hareket etme” sıfatlarının asalet ölçüsü olduğunu bildirdikten sonra İslâmiyet"te bu vasıfların tamamının “iffet” kapsamında değerlendirildiğini dile getirmiştir.3

İffet kelimesinin “cinsel konularda ahlâk kurallarına bağlılık” şeklindeki kullanımı yaygınlaşmış olduğundan “iffetli olmak” günümüz toplumunda, yalnızca namusu korumak şeklinde anlaşılmaktadır. Ancak yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, İslâm ahlâkında iffet, bu anlamla birlikte birçok güzel hasleti içine alan üst bir erdem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sen Onları Simalarından Tanırsın

Kur"ân-ı Kerîm"de, kendilerini Allah yoluna adamış muhtaç kimselere yardım yapılması istenirken bu kimseler şöyle tanıtılmıştır: “Bilmeyen, iffetlerinden dolayı onları zengin zanneder. Sen onları simalarından tanırsın. Çünkü onlar insanlardan arsızca (bir şey) istemezler.” 4 Bu âyeti açıklayan Hz. Peygamber de, “Yoksul, insanların etrafında dolaşıp da bir veya iki lokma ya da bir veya iki hurma ile baştan savılan (dilenci) değildir. Hakiki yoksul, ihtiyacını karşılayacak kadar geliri olmadığı hâlde, durumu bilinmediği için yardım edilmeyen ve kendisi de insanlardan istemekten hayâ eden (iffetli) kimsedir.” 5 buyurarak başkalarına el açmaktan çekinmenin iffetin yani afif olmanın bir göstergesi olduğunu ifade etmiştir. Ensardan bazı kimselerin kendisine gelerek mal istemesi üzerine elindeki mallar tükenene kadar onların isteklerine karşılık veren Allah Resûlü, vereceği bir şey kalmayınca onlara şöyle demiştir: “Yanımda bulunan hiçbir malı sizden saklayacak değilim. Kim iffetli/afif olmayı dilerse, Allah onu iffetli kılar. Kim müstağni olursa (aza kanaat edip insanlardan bir şey istemezse), Allah onu zengin kılar. Kim de sabrederse, Allah ona sabır ihsan eder. Kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir.”