Değerli okuyucularımız; Hazret-i Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Allah Rasûlü (sallâllâhu aleyhi ve sellem) geceleyin ibâdet için kalktığında, onar defa şu zikirleri yapardı:
- Allâhu ekber** (Allah en büyüktür)
- Elhamdülillâh** (Hamd Allah'a mahsustur)
- Sübhânallâhi ve bihamdih** (Allah'ı eksikliklerden tenzih ederim ve O'na hamd ederim)
- Sübhâne’l-meliki’l-kuddûs** (Her türlü noksanlıktan münezzeh olan Melik ve Kuddûs Allah'ı tesbih ederim)
- Estağfirullâh** (Allah'tan bağışlanma dilerim)
- Lâ ilâhe illâllâh** (Allah'tan başka ilah yoktur)
Bu zikirlerin ardından yine on kere şu duayı yapardı:
“Allâh’ım! Dünyâ ve âhiretin sıkıntı ve darlığından Sana sığınırım.”
Bu zikrini ve duasını yaptıktan sonra namaz kılmaya başlardı.
(Ebû Dâvûd, Edeb, 101/5085)
Bu zikirler, Peygamber Efendimizin (sav.) ibadetine ve Allah'a olan derin bağlılığına dair önemli birer örnektir. Onun bu zikirlerini hatırlamak ve uygulamak, bizlere de manevi bir güç ve huzur kaynağı olabilir. Peygamberimizin ibadet anlayışı, sadece bireysel bir dinginlik arayışı değil, aynı zamanda Allah'a olan tam teslimiyetin bir ifadesidir.
Gece ibadetinin, insanın ruhani hayatını nasıl derinleştirebileceğini ve Allah ile olan bağını güçlendirebileceğini anlamak için, Peygamberimizin bu güzel sünnetini hayatımıza dahil etmek, bizler için de büyük bir nimettir. O'nun yolunu izleyerek, gece kalkıp bu zikirleri yapmak ve dua etmek, manevi hayatımızda yeni kapılar açabilir.
Unutmayalım ki, Peygamber Efendimiz (sav.) bizlere en güzel örnek olarak gönderilmiştir ve onun sünnetine uygun yaşamaya gayret etmek, dünya ve ahiret saadeti için en doğru yoldur.