SAHABİNİN KORKUSU
Sâbit İbni Kays (r.a) Rabbinden çok korkan, onun gazabını çekecek her şeyden uzak duran bir müttaki mü'mindi. Bir gün Resûl-i Ekrem (s.a) onu, korkudan titrerken gördü.
"Neyin var Yâ Sâbit!" dedi. O da:
"Mahvolmaktan korkuyorum." dedi. Efendimiz:
"Niçin Ya Ebâ Muhammed!" dedi. Sâbit (r.a) da:
"Allah Teâlâ, yapmadıklarımızla övülmeyi istemememizi emretti. Halbuki ben kendimi övülmeyi seviyor görüyorum. Allah bize büyüklenmeyi yasakladı ama ben kendimi beğendiğimi zannediyorum." diye cevap verdi! Bunun üzerine Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimiz onun korkusunu şöyle gidermeye çalıştı:
"Sabit! Övülmüş olarak yaşamaya, şehit olmaya ve Cennet'e girmeye razı olmaz mısın?" dedi. Bu müjdeyle onun yüzü aydınlandı. Gülerek:
"Evet isterim Yâ Rasûlallah!" dedi. Efendimiz:
"İşte bunlar senin için var.." buyurdu. Yine o:
"Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi Peygambere yüksek sesle bağırmayın. Yoksa farkına varmadan, işledikleriniz boşa gidiverir" (Hucurat:2) ayeti nazil olunca evine çekildi. Resûlullah'ın mescidine gelmedi. Kendini, yaptıklarım boşa mı gidiyor diye hesaba çekti. Yanına gelenlere bu sebepten gelmediğini söyledi. Efendimiz bunu haber alınca ona adam gönderdi ve:
"Git ona şöyle söyle. Sen cehennemlik değilsin. Cennetliksin..." buyurdu.
Ne hassasiyet!... Ne derinlik!... Ne iman!... Ne sevgi!... Allah'ım bizleri de böyle hassas anlayışlı ve titiz davranışlı eyle!...
Sâbit İbni Kays (r.a) Hz. Ebû Bekir (r.a) devrinde Yemâme savaşına katıldı. Müseylime üzerine gönderilen orduda Ensar'lı askerlerin kumandanıydı. O gün kefenini giydi. Hanut yağı sürerek bedenini kokuladı ve meydana atıldı. Müslümanların hamiyetlerini kabartan, müşriklerin de korkularını çoğaltan bir vuruşmaya girdi. Şiddetli darbeler aldı. Fakat düşmanın da gücünü kırdı. Orada şehit düştü. Cenâb-ı Hak şefaatlerine nail eylesin. Amin.