Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin verdiği bir vazifeyi, bir işi, canı pahasına da olsa hiç tereddüt etmeden yerine getirmeye çalışan bir kahraman!... Kadir gecesi ne zaman? Ramazanın kaçıncı gecesi diye Allah Rasûlüne sorup öğrenmeye çalışan ilim âşığı bir yiğit!...
O, Cüheyne kabilesine mensubtu. Medine dışında, çölde Seleme oğullarının anlaşmalısı olarak yaşıyordu. Huzeyle binti Mes’ud ile evliydi. Beklenen son din İslâm, Medine’de yayılmaya başlayınca Abdullah ibni Üneys de anlatılanlardan etkilenerek Müslüman oldu.
Medine’de Müslümanlar çoğalmaya başlayınca sık sık bir araya gelip toplanırlardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin Mekke’de çektiği sıkıntıları dile getirerek, müşriklerin zâlimâne tavrı, ezâ ve cefâsı ne zamana kadar devam edecek? diye sorarlardı. Kendi aralarında fikir üretir ve çözüm yolları aramaya çalışırlardı.
Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi ve ashâbını memleketimize dâvet etsek, onları gözümüz gibi korusak diye düşünceler ortaya koyarlardı.
CENNET MÜJDESİ
Bir Hac mevsiminde bu düşüncelerini gerçekleştirmek ve Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize kararlılıklarını arzetmek, biat etmek üzere Abdullah ibni Üneys radıyallahu anh’ın da içinde bulunduğu 75 kişilik bir gurup Mekke’ye geldi. Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem Efendimizle Akabe’de buluştu.
“-Yâ Rasûlallah! Sana ne üzerine biat edelim?” diye sordular. Efendimiz de:
“-Zorlukta ve kolaylıkta, darlıkta ve genişlikte dinlemek ve itaat etmek, İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek, Allah için konuşmak ve Allah için kınayanın kınamasından korkmamak, Sizin yanınıza geldiğimde bana yardımcı olmak ve beni, canınızı, malınızı, eşlerinizi, çocuklarınızı koruduğunuz gibi korumak üzere biat edin” buyurdu.
Yesrib’li Müslümanlar gayet saf ve samimi bir duygu ile:
“- Yâ Rasûlallah! Bunları yaparsak bize ne var?” dediler.
Rasûl-ü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de:
“- Cennet var!” buyurdu.
Gurubun hepsi bu şartları kabul ederek Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize biat ettiler. (Üsdü’l-Gâbe, I, 84)
Abdullah ibni Üneys radıyallahu anh Medine’ye dönünce diğer sahâbîler gibi İslâm’ı tebliğe çalıştı. Çok gayret göstermesine rağmen insanların putlardan vaz geçmediğini, körü körüne onlara taptıklarını görünce tahammül edemedi ve putlara karşı mücâdeleye başladı.