Kur'an-ı Kerim, Müslümanların kutsal kitabıdır ve İslam'ın temel kaynağıdır. Ancak Kur'an'ı sadece okumak değil, anlamak da büyük önem taşır. Neden mi? Abdullah bin Alevî El-Haddad -rahmetullahi aleyh-'nin ifadesiyle bu soruya ışık tutalım.
İbrahim aleyhisselam'ın ateşe atıldığı an, dua etmemesi sadece onun özel bir durumu değildir. Çünkü Allah, peygamberlerin dualarını çeşitli yerlerde Kur'an'da nakletmiştir. İbrahim aleyhisselam'ın duasını anlamak, onun içinde bulunduğu manayı yakalamak demektir. Kur'an'ı anlamak, içerdiği her türlü bilgiyi keşfetmek anlamına gelir. Çünkü her şey, büyük ya da küçük, açık ya da gizli, Allah'ın kitabında mevcuttur.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Biz kitapta anlatmadık hiçbir şey bırakmadık." (Rum, 58) Bu ayet, Kur'an'ın kapsamının ne kadar geniş olduğunu ve her konuya değindiğini gösterir. Kur'an, bize açıklama ve rehberlik kaynağıdır. "Biz bu kitabı sana her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rehber kaynağı ve Müslümanlar için de bir müjdeci olarak indirdik." (Nahl, 89)
Kur'an'ı anlamak, sadece kelime manalarını değil, derin mesajlarını da kavramak demektir. İmanı güçlendiren, ahlaki yönergeler sunan ve insanın ruhsal derinliğini besleyen bu ilahi kitabı doğru şekilde anlamak, Müslümanların hayatlarını doğru bir şekilde yönlendirmelerine yardımcı olur.
Bu sebeplerle, Kur'an'ı Kerim'i sadece okumakla kalmayıp anlamak da son derece önemlidir. İmanımızı güçlendirir, bilgimizi artırır ve hayatımıza rehberlik eden bir ışık olur. Allah'ın kelamını anlamak, onun bize yönelik mesajlarını doğru anlamak demektir.