Bir Müslümanın neden yılbaşı kutlamaması ve yılbaşı gecesi neler yapması gerektiği YAZIMIZDA cevap buluyor.

Bir Müslümanın yılbaşı kutlaması caiz görülmemiştir. Ayet ve hadislerde gayr-i müslimlere benzemek ve onlar gibi davranmak yasaklanmıştır. 

Gayr-i müslim­lere veya fâsıklara benzeme ve onların nefsânî hayat tarzlarını taklit etme hastalığı, îmânı tehlikeye atan hususlardan biridir. Îman temelindeki çözülmelerin, fikrî ve ahlâkî yozlaşmaların birçoğu, bu tür taklitlerle başlar. Taklit, zamanla alışkanlık ve huy hâline gelir. Sonrasında ise şeklî beraberlik, zihnî beraberliğe, zihnî beraberlik ise zamanla kalbî beraberliğe kadar gider. Bunun içindir ki hadîs-i şerîfte:

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” buyrulmuştur. (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031)

Cenâb-ı Hak da âyet-i kerîmede, kimlere benzemeye çalışmamız gerektiğini şöyle beyan buyurmaktadır:

“Kim Allâhʼa ve Resûlʼe itaat ederse işte onlar, Allâhʼın kendilerine lûtuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (en-Nisâ, 69)

Buna mukâbil de:“…Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) değil.” (el-Fâtiha, 7) buyurarak, İslâm dışındakilere benzemeyip onların yolundan, hâlinden ve âdetlerinden uzak durmamızı emretmektedir.

Velhâsıl bir Müslüman, her zaman ve mekânda İslâm’ın vakârını, şahsiyet ve karakterini temsil etmekle mükelleftir.

Ramazan orucu farz olmadan evvel Muharrem ayının 10’unda (Aşûre günü) oruç tutmak vâcipti. Ramazan orucu farz kılındıktan sonra bu oruç sünnet oldu. Bu itibarla Ramazan’dan sonra en makbul oruç, Muharrem ayının 10’u, yani Aşûre gününde tutulandır. Lâkin bu orucu yahudîler de tutuyordu. Bunun için hadîs-i şerîfte:

“Aşûre orucunu tutun; ancak bir gün ön­ce veya bir gün sonra da tutmak sûretiyle yahudîlere mu­hâlefet edin!” buyruldu. (Ahmed, I, 241; Bezzâr, no. 1052; Heysemî, III, 188)