Değerli okuyucularımız, Ramazan ayının bereketi ve manevi atmosferi içerisinde yer alan Teravih namazı, Müslümanlar için özel bir ibadet ve rahmet mevsimidir. Teravih namazı, Arapça kökenli olan "tervîha" kelimesinin çoğulu olan "teravih" terimiyle ifade edilir ve Ramazan ayında, yatsı ile vitir namazı arasında kılınan nafile bir ibadettir.
Teravih namazı, İslâm'ın şiarlarından biri olup, kadın-erkek her Müslüman için sünnet-i müekkededir. Oruç tutmayanlar için de Teravih kılmak önerilmiştir.
İslam peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hadislerinde Teravih namazının önemi vurgulanmıştır. İbadetlerin kalp temizliği, niyetin berraklığı ve samimiyetle yapılması önemle vurgulanır.
Oruç ve namaz ibadetlerinin sadece fiziksel eylemler olmadığı, içtenlikle yapılmalarının hikmeti bir hadis-i şerifte açıklanmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”
Peygamber Efendimiz, Ramazan ayında orucun farz olduğunu belirtirken, terâvîh namazını da sünnet kıldığını ifade etmiştir.
Teravih namazının cemaatle kılınmaya başlamasıyla ilgili olarak, Peygamber Efendimiz ve Ashâb-ı Kirâm'ın uygulamaları önemlidir. Hz. Ayşe'nin rivayetine göre, Resûlullah Efendimiz mescitte Teravih namazı kılmış, Ashâb-ı Kirâm da ona tâbî olarak cemaatle kılmışlardır. Hz. Ali'nin anlatımına göre ise, Hz. Ömer'i Ramazan ayında Teravih namazını cemaatle kılmaya teşvik etmiş ve bu uygulamayı emretmiştir.
Teravih namazı, Müslümanlar için Ramazan ayının bir ayrıcalığı ve rahmet mevsimidir. Bu özel ibadet, manevi bir yükselişe vesile olup, Müslümanların birlik ve beraberliğini pekiştiren önemli bir ritüeldir. Allah'ın rahmetiyle dolu Ramazan ayında, Teravih namazı kılmanın ve cemaatle bir araya gelmenin önemi bir kez daha hatırlatılır.