Önceki yazımda 4-E kuralının olmazsa olmazı olan eğitimin önemini yazmıştım. Bu yazımda da son günlerde daha da önemsememiz gereken önceliğimiz ve önceliklerimizden olan iyilik yapmak ve kötülükten saklamak için gereken kuralları öğreten ahlakı yazacağım.

       Son iki üç yıla baktığımızda bin yıl içerisinde olabilecek büyük asrın felaketleri ne varsa yaşadık gibi; pandemi, ekonomik küresel kriz, sel, yangın, 7,7 ve 7,6’lık depremler, siyasi depremler, savaşlar, seçim ittifakları, aday adaylar… Geçenlerde doğal ve yapay afetlerle sohbet ettiğim bir genç haklı olarak ‘korkarım kıyamette bizim zamana denk gele’ dedi. Urfalı bir büyüğüm hep şunu derdi, güçlü ve sağlıklı bir toplum olması, toplumsal mutabakat ve ülkenin kalkınması için ancak 3-E Kuralı ile mümkün olur. Bu 3-E Kuralı; Eğitim-Ekonomi-Ehlak olduğunu söylerdi. Ben de aynı şive ile bu kurala edaleti ekleyerek 4-E Kuralı demiştim.

     Özellikle depremler sonrası yaşanan kriz, yardım ve fırsatçılık toplumumuzda bu 4-E kuralın eksikliğinden dolayı çoğumuz mustaribiz. Peki, ülkenin kalkınması ve güçlenmesi, bireyin hayallerinin gerçekleştirmesi, daha iyi koşullarda çalışması, mutlu ve kaliteli bir yaşam sürmesi, medeni insan olması, ulusal kalkınma, toplumu ilerletme, ekonomik refah, eşitlik ve adalet için acaba hangi E önceliğimiz olmalıdır. Bence 4-E’de olmazsa olmazlarımızdan olmalı.

      İnsanların yeryüzünde mutlu ve huzurlu yaşayabilmeleri için, öncelikle birbiriyle olan ilişkileri sağlıklı bir zemine oturtmaları gerekir. Bunun içinde birbirleriyle diyalogu kesmemeleri, aksine dostluğu, yardımseverliği ve birlik beraberlik içerisinde ortak yaşamanın devamını sağlayıcı tedbirler almaları lazımdır. İnsana ve topluma zarar veren davranışlarla toplumdaki ahlaki sorunlar arasında yakın bir bağ vardır. Aile yapısı, eğitim sistemi, çevre koşulları ve kamu düzenini bozan, toplumun temellerine ve moral değerlerine zarar veren toplumun barışını dinamitleyen liyakatsızlık, adaletsizlik, fırsatçılık, haksızlık, soygun, stokçuluk, krizden nemalanmak, yetim malı yemek, yalan, kibir, hırsızlık gibi davranışlar çağımızın temel sorunlarıdır. Özellikle bölgemizde yaşanan asrın felaketi olan deprem sel doğal afetlerde yardımseverliği de fırsatçılığı da gördük. Evini depremzedeye açanı da paylaşanı da gördük daha fazla kiraya vermek için evinden kiracıyı boşaltanı da.

       Kur’an-ı Kerim’de ve diğer kutsal kitaplarda Adalet, ahde vefa, affetme, alçak gönüllülük, saygı ve sevgi, şükür, sabır, kardeşlik hukuku, doğruluk, güvenirlilik, doğruluk, birlik beraberlik, iyilik, merhamet, güler yüzlülük, yardımseverlik, dar gün dostu olma, iyiniyetli olma, temiz kalplilik gibi güzel ahlaki hasletlere teşvik eden ve zulüm haksızlık, riya, haset, kibir, bencillik, cimrilik, kıskançlık, kin, kötü zan, terör, bozgunculuk, fırsatçılık, stokçuluk, israf, kötü niyet, cahillik, iftira atma, dedikoducu... gibi kötü hasletlerden nehyeden pek çok ayet ve sözlerin yer alması dinlerin özellikle İslam dininin ve insanlık adına ahlaka ne kadar önem verildiğinin bir göstergesidir. Peygamber efendimiz buyurmuştur. ‘Ben ancak mekakim-i ahlakı (ahlakın iyi ve güzel olanlarını) tamamlamak için gönderildim.

       Her türlü doğal ve yapay afetlerde de önceliğimiz eğitim ve bilimsel bilginin dolaşımına, potansiyeli yüksek bireylerin yetiştirilmesine ve ülkenin ekonomik, kültürel, akademik ve siyasi yönden ilerlemesi için kaliteli eğitim ile donatılmış ahlaklı bireyler yetiştirmek şarttır.

---Ramazan-ı Şerifimiz mübarek olsun. Tutacağımız gönül, dil, göz, kulak, beden, akıl ve ruhumuzla tutacağımız oruçlarımız mübarek olsun.---

   Toplumumuzda önceliğimizin eğitimli donanımlı bireyler olması temennisi ile, gönülleri sevgi dolu erdemli insanlara