Öğretmenlik dünyanın en güzel mesleğidir. Öğretmen birikimi, donanımı ve yetiştirdiği nesillerle toplumun lideri konumundadır.

Keşke; dünyanın en zeki ve en yetenekli öğrencileri öğretmen olmak için yönlendirme yapılabilse ve imkânlar geliştirilebilse. Her meslek özel ama öğretmenlik çok daha özel bir hizmet alanıdır. Çünkü anne ve babalar, öğretmenlere en değer verdikleri varlıklarını yani çocuklarını ve geleceklerini emanet ediliyor. Öğretmenler ülkemizin geleceğinin mimarları, rol modelleri ve en önemlisi de orası uzak, burası kötü demeden yurdun dört bir yanında en zor koşullarda görev yapıyorlar. 

      Bir toplumun gelişmesi, refaha ermesi, sağlıklı, huzurlu bir ortamda yaşayabilmesi o ülkenin eğitim politikalarıyla doğrudan ilişkilidir. Eğitim sisteminde oluşan her türlü aksama, bir süre içinde toplumun büyük bir kesiminde etkisini göstermektedir. Toplumsal ilişkilerin, diyalogların oluşmasında da eğitimin rolü büyüktür. Bu kadar öneme sahip olan eğitim sisteminin gelişmesi genel olarak Dünyanın her yerinde tüm devletlerin en önemli gündemlerinden birisi olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Toplumun düzelmesi ve güçlenmesi kaliteli eğitimle mümkündür.  Eğitimin en önemli unsuru da öğretmendir.

        Bilgi toplumunda bilgi her yerde olacaktır. Öğrenciler nitelik ve miktar bakımından öğretmeninden daha fazla bilebileceklerdir. Bilgiye kaliteye ulaşmak için iyi bir öğretmen nasıl olmalıdır? Sorusunu sorsanız, farklı cevaplar alırsınız. Öğretmenlerin cevapları farklı olur, öğrenci ve velilerin cevapları daha farklı olur. Aslında iyi bir öğretmen olmanın kuralları kişiden kişiye değişse de az çok bellidir: İyi bir öğretmen olmak sevgi ister, sabır ister, hoşgörü ister, emek ister, fedakârlık ister, bilgi ister, beceri ister… Kuralları bilmek yetmez, öğretmenliği iliklerine kadar yaşamak ister… Öğretmenler, bilgi taşıyıcı ve bilgi aktarıcı değil, bilgi kaynaklarına giden yolları gösteren ve bilgi elde etmeyi öğreten eğitim liderleri olmalıdırlar.  Artık sadece bilgi kaynağı değil, ilham kaynağı olmalıdır.

      “Ben bir öğretmen olarak konumu ne kadar iyi bilsem ve anlatsam da sonuçta öğrencimin birikimi benim anlattıklarımdan anlayabildiği kadar olacaktır.” şeklinde düşünen öğretmenler, bu uygulamalarıyla, kendilerinden daha az bilgi ve birikime sahip öğrenciler yetiştireceklerdir. Hâlbuki yapılması gereken, onlara tek taraflı bilgi yükleme yerine ‘öğrenme yol ve metotlarını’ verebilmektir. “Hangi konuda olursa olsun benden fazla okur ve araştırırsa, öğrencim beni geçebileceğini bilmelidir.” biçiminde düşünülmelidir. Çünkü 21. Yüzyılda ve özellikle bu salgın döneminde ve sonrasında sosyal arenanın gündemde olduğu algı yönetiminin rol aldığı şu zamanda söz sahibi olan bir millet olmak istiyorsak, öğretmenini geçen öğrenciler yetiştirmek zorundayız. Bu da ekonomik kaygısı olmaya, kafası rahat ve‘bilgi öğreten, öğretmen merkezli’ bir eğitim sistemiyle değil, ‘öğrenmeyi öğreten, öğrenci merkezli’ bir eğitim sistemiyle gerçekleştirilebilir.

       Bugün eğitim öğretimimizin önemli tartışmalarından biri de “Kaliteli eğitim ve İyi bir öğretmen nasıl olmalıdır?” tartışmasıdır. İyi öğretmenin evrensel bir standardı yoktur. İyi öğretmen kişiye ve toplumların kendi normlarına göre değişebilir. Huzurlu, sağlıklı, mutlu, umutlu, başarılı, kaliteli bir gelecek ve gençler için iyi bir öğretmen olabilmek için alanında en iyisi olmaya çalışmalı: “Aranan insan, marka insan” olmak için çalışmalıdır. Bilgi güçtür şiarıyla hareket etmeli. Sürekli kendisini yenilemeli, alanı ile ilgili yenilikleri takip etmeli, alanında en iyi olanların biyografilerini okumalı ve onları başarıya götüren çalışmaları ve davranışları öğrenmelidir. Okuma alışkanlığı olmalı, öğrencilerine de okuma alışkanlığı kazandırmalıdır. Tabi bu araştırmaları ve arge çalışması yaparken öğretmen ekonomik kaygılar içinde olmamalı. Eğitimin toplumda etkisinin iyi ya da kötü olması ya da olmaması sadece eğitimciyi değil,  toplumun tamamını ilgilendirdiğinden dolayı herkes eğitim adına üzerine düşen sorumluluğu yerine getirip bir eğitim seferberliği başlatmalıyız.. 

        Unutmayın! Bir ülkenin kaderi siz değerli idealist ve başarılı öğretmenlerin elindedir. Sizler ne kadar başarılı olursanız; ülkenin ve insanların geleceği o kadar iyi olur…

                    Unutmayalım; “Biz neysek, eğitim sistemi odur”