Sevgili Diyarbakır Olay okuyucuları, sizlere olay gazetesindeki ilk yazımda ‘Merhaba’ diyorum. Bundan sonra haftalık yazılarla karşınızda olacağım inşallah. İlk yazımıYüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’in “Oku” emriyle başlaması, dinimizin okumaya ne kadar önem verdiğinin göstergesi olarak benim de ilk yazımın konusu OKU!

        İnsanın yaratılış amacı, kendini, kâinatı ve Rabbini bilmesi, Rabbine inanması ve bildirdiği hakikatlere göre yaşamını sürdürmesidir. Okumuş olduğumuz ayeti kerimelerde Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır; “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı. Oku! O, cömertliğinin sonu olmayan Rabbin, kalemle yazmayı da öğretendir. İnsana bilmediklerini de ancak O öğretti.”
Yüce Kitabımız Kur’an’ı Kerim’in “Oku” emriyle başlaması, üzerinde durulması gereken son derece önemli bir hadisedir. Şüphesiz okumak insanı bilgiye ve bilmeye ulaştırır. Bu nedenle okumak, bilmenin ve bilgiyi elde etmenin ilk ciddi adımı ve altın anahtarıdır. İnsan bu dünyaya hiçbir şey bilmeden gelmektedir. Dünyada ancak bilgi ile insan gerek birey olarak gerekse toplum olarak gelişme kaydedebilir.

  Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV), Allah tarafından insanlara öğretmen olarak gönderilmiştir. Vahyin ilk nazil olmasından itibaren “Oku!” emrini aldığı için okumaya ve sahabelerini de okumaya teşvik etmeye başladı. Yüce Allah inzal ettiği ilk surenin adını “Kalem Suresi” adını verdi. İnananları kalemle yazmaya teşvik etti. Rahman Suresinde “Rahman olan Allah sizlere Kur’ânı öğretti. İnsanı yarattı konuşmayı öğretti.”  Kur’an ile okuma, okuma ile konuşma ve yaratılış ile öğrenme arasındaki sıkı ilgiye ve ilişkiye dikkatlerimizi çekmiştir.

    Bunu çok iyi bir şekilde bilen ve okumanın ve öğrenmenin önemine inanan Peygamberimiz  her inanan sahabesine mutlaka okuma ve yazmayı öğrenmesini tavsiye ederdi. Çünkü peygamberimiz kendisine inzal edilen ayetleri ve sureleri “Vahiy kâtipleri” denilen kâtiplerine yazdırır, okunması için bütün inananların evlerine ve çevre kasabalarda inananlara gönderir okunmasını ve öğrenilmesini sağlardı. Böylece Mekke’de her mü’minin evi okuma ve yazma öğrenilen ve Kur’an okunan bir okul olmuştur.

     Bir zamanlar hisler, düşünceler, inanç ve kurallar sözlü gelenek ile bir sonraki nesle aktarılırdı. Bilgi kaynağı insanların hafızasıydı. Sonra yazı bulundu. İnsanoğlu sözü, kalıcı hale getirmek, gelecek nesillere doğru aktarmak için kitaplar yazdı. Kitaplar yazılıp çoğaldıkça toplumlar gelişti. Kütüphaneler kuruldu, medeniyetler inşa edildi.
Yine bir zamanlar kitaplara ulaşmak ve onlara sahip olmak kolay değildi. Bir bilgiye veya kitaba ulaşmak için günlerce yol gidilirdi. Günümüzde ise bilgiye ve kitaplara ulaşmanın yolları hem kolaylaştı hem de çeşitlendi. Kitap ve kütüphanelerin sayısı arttı. Özellikle internet yerinde, doğru ve faydalı kullanıldığında, bu konuda çok önemli kolaylıklar getirdi.

      Yazılan kitaplar hiç şüphe yok ki okunduğu zaman değer bulur. Okunmadıklarında ise asıl işlevlerini kaybederler. Bu yüzden kitabın bizatihi kendisi değil, onunla buluşmak ve onu okumak insanın gelişimi için gereklidir. Okumak sadece yeni bilgiler kazandırmaz insana, bilginin ötesinde ve ona ilaveten bir farkındalık ve bir bakış da kazandırır. Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için, hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar. Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır. Boş zamanlarını, çoğu zaman hiçbir yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda aynı zamanda toplum içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar. Tüm bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için okumaları gerektiğinin çok önemli bir göstergesidir. Okuyarak kendini geliştiren kişiler ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da hakim olacak ve toplum içindeki eğitim seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır. 

Bize ve insanlığa fayda sağlayacak bütün kitaplar okunmaya değer görülmelidir. Öyleyse ailece okumaya her gün zaman ayırmalı ve okumayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Toplum olarak bizler kitap okumalı ve bizden küçüklere kitap okuma alışkanlığını kazandırmalıyız ki, bugünün küçükleri büyüdüklerinde bu ülkenin bulunduğu durumu anlasınlar ve modern refah seviyesine ulaştırabilsinler. Gün içerisinde yorulmuş zihinlerimizi okuyarak tazelemeliyiz. Unutmamalıyız ki, okumak Yüce dinimizin ilk emri, bizim de ilk görevimizdir.

 

     Okuma alışkanlığı sizi mezara kadar bırakmayacaktır. Siz çok zengin olabilirisiniz, çok güzel bir işiniz ve aileniz olabilir. Bunlar elinizden uçup gidebilir. Okumanın size kazandırdığı itibar, bilgi ise sizi hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktır. Kitap okumanın en önemli faydası hiç kuşkusuz insanın kendini tanımasını sağlamasıdır. Okuyan insan hangi alanda başarılı olacağını, hangi alanın onun kişilik yapısına uygun olduğunu tespit edebilir. Dünyanın en zeki insanı olarak kabul edilen ve Nobel Ödülü sahibi olan Einstein, üniversite mezunu değildi. Onu başarılı yapan okuma alışkanlığıydı. Kendimizi tanıyarak hayatta başarılı olabilmenin en önemli yolu okumaktır. Kitap okuma, düşünceleri olgunlaştırır. Çok kitap okuyalım, okuduğumuz kitapları iyi anlayalım. Kitaplar, bizi motive eder, hayata bağlar ve ufkumuzu açar. Düşünme, hedef belirleme, ileride büyüyünce yetenekli kişiler arasında yer alma imkânı verir. Eğer ülkemiz için bir kısım başarılı projeler geliştirip kendimizi ispatlamak istiyorsak bolca kitap okumalıyız. Okuyun,yazabilmek için okumak şart.

 

        Unutmayalım okumak; matematikten felsefeye, tarihten müziğe, dinden fene kadar her ders için gereklidir. Yazımın devamı ile haftaya görüşmek dileği ile..